İlginç Bilgiler

Türkiye'de Paranormal Olaylar Yaşanan Lanetli Yerler


Mayıs 15, 2023 / 4107 Görüntüleme / 0 Yorum

Dünya üzerinde korkunç hikayelere sahip olan, gitmeye cesaret gereken bazı mekanlardan bahsettiğimiz yazı serimizin ikinci bölümünde Türkiye'deki mekânlardan söz edeceğiz. İlk bölümümüzü okumak için tıklayabilirsiniz.

Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de bazı mekanlar doğaüstü hikayelerle anılıyor. Yeni bölümümüze önce Türkiye'deki korkunç mekanlarla başlayacağız ve bu bölümümüzde sizlere tam 13 mekân tanıtacağız. Kahveleriniz hazırsa başlayalım…

Bu bölümde yer alan lanetli mekanlar:

  1. Issız Cuma Mezarlığı
  2. Sakarya'daki Büyülü Köy
  3. Davutlu Köyü
  4. 129 numaralı apartman
  5. Perili Köşk
  6. Cemil Molla Köşkü
  7. Rum Yetimhanesi
  8. Alman Askerin Evi
  9. Cevahir Bedesteni
  10. Tezveren Baba Türbesi
  11. Harput

Türkiye'de Gitmeye Yürek İsteyen Lanetli Yerler

#1 Issız Cuma Mezarlığı

Issız Cuma Camisi

Adını haberlerde çokça duyuran Çanakkale'nin Yenice ilçesinde yer alan ‘Issız Cuma’ cami mezarlığında çözülemeyen bir gizem yatıyor. 

1335 yılında yapılan bu cami, etrafında başka bir yapı bulunmamasından dolayı "Issız Cami" olarak adlandırılır. Cami avlusunda yer alan 680 yıllık mezarlık filmlere konu olacak cinsten bir hikâyeye sahip. 

Bu mezarlıkta, 52 yıl önce doğum yaptıktan sonra hayatını kaybeden Hatice E.'nin ve doğumundan 20 gün sonra hayatını kaybeden Ayşe bebeğin mezarları bulunur.

Issız Cuma Mezarlığı'na yapılan ziyaretlerde ise sıra dışı bir olay yaşanır. Anne ve kızının mezarlarının birleştiği iddia edilir. Evet yanlış duymadınız. Yakınları mezarları birçok kez ayırsa bile, bir süre sonra tekrar birleştiklerine tanık olurlar. Bu olay birkaç kez tekrarlandıktan sonra, anne ve kızın mezarları olduğu gibi bırakılır. 

Issız Cuma Mezarlığı (soldaki Emine Ungurlu)

Minik bebeğin süt annesi Emine Ungurlu yaşananları şöyle anlatıyor; “Aynı zamanlarda benim de bir oğlum olmuştu. Hatice doğumdan bir süre sonra öldü. Küçük kızı Ayşe’yi birkaç kez ben emzirdim. Birkaç gün sonra o da öldü. Öldükten sonra annesinin yanına defnettiler. Ama iki mezar birbirine değiyor. Ayırıyorlar, yine değiyor. Kaç kez ayırdıklarını bilemiyorum. Ama bakın şimdi yine bir aradalar” 

Anne ile kızının birleşen mezarlarını merak eden insanlar mezarı görmek için yurdun değişik yerlerinden mezarlığı ziyaret ediyor.

Bu herkesi şaşırtan tüyler ürpertici ilginç olay, Türk yapımı korku film serisi Siccin'in 2. filminde de konu edildi.

#2 Sakarya'daki Büyülü Köy

Azem Köyü

Sakarya il sınırları içerisinde bulunan Azem Köyü korku filmlerine ilham olacak cinsten bir hikâyeye sahip.

İddiaya göre bu köye Arapça'da "savunucu" anlamına gelen öyle kuvvetli bir büyü yapılmış ki, 1921 yılında tüm köylü evini yurdunu terk etmek zorunda kalmış. Çünkü bu sebepten ötürü köy cinlerin istilasına uğramış.

Köyün Hikayesi

Terkedilmiş bir köy

1921 yılına kadar her şey normal giderken, köyde ardı ardına ilginç olaylar yaşanmaya başlar. Geceleri anlam verilemeyen çığlık sesleri duyulur ve köylüler korkarlar. Köylüler, kaynağına ulaşamadıkları bu sesler hakkında araştırmalar yaparlar ve çeşitli teoriler üretirler. Ancak olaylar bununla da sınırlı kalmaz.

Hayvanlar birer birer ölmeye başlar ve verimli topraklar verimsiz hale gelir. Bu durum köylülerin geçim kaynaklarının yok olmasına neden olur. Hamile kadınlar art arda düşük yapmaya başlar ve bir kız çocuğu kaybolur. Uzun aramalardan sonra, kız evlerinin kapısında bulunur ancak saçları kazınmış ve gözleri de kör olmuştur.

Tüm bu olaylar, köylüler arasında kin ve nefret oluşturur. Kimse kimseden şüphelenmez ve herkes kendini savunmaya başlar. Ancak olayların ardı arkası kesilmez ve köylüler sonunda köyü terk etmek zorunda kalır. Bu ilginç olaylar sebebiyle köy "Büyülü Köy" olarak anılmaya başlar.

Yapılan büyüden dolayı Azem olarak anılan köye bu büyüyü köye göçen bir çobanın yaptığı düşünülüyor. Azem büyüsü nedeniyle kimse köye giremiyor. İnanışa göre, büyü yapıldığından beri hayvanlar dahil kimse köye girememiş. Bu nedenle insanlar da köyden uzak duruyorlar.

Bir hikâyeye göre, bir imam Azem köyüne girmiş ancak geri döndüğünde konuşamaz hale gelmiş. Bu korku dolu hikâyeden esinlenen "Azem: Cin Garezi" adlı film ise Sakarya'daki Azem köyünde yaşanan olayları anlatıyor. Film, köyde yaşayan bir baba ve kızın başından geçen korku dolu olayları ele alıyor.

#3 Davutlu Köyü

Davutlu Köyü

İddiaya göre, Kırklareli'nin Lüleburgaz ilçesine bağlı Davutlu köyünde tüyler ürperten bir olay yaşanmış. 

Anlatılanlara göre, 1989 yılında hava kararmasıyla birlikte cinler köyü işgal etmiş ve köy halkı evlerinden çıkmaya korkar hale gelmiş. 

Haber gazetelerde yayınlanınca, olayın araştırılması için bir gazeteci köye gelmiş ve köydeki herkesle röportaj yapmış. Ancak, 11 gün boyunca köyde beklenilenin aksine hiçbir terslik yaşanmamış. 

Bunun üzerine, gazeteci H.B. adlı kişi, kamerasını 14 yaşındaki bir çocuğa teslim ederek köyden ayrılmış. Gazeteci, çocuğa yakında geri döneceğini ve geri dönene kadar paranormal olayları kaydetmesini istemiş.

Fakat üç gün sonra, aniden jandarmalar H.B.'yi gözaltına almış. Çünkü gazetecinin kamerayı verdiği çocuk da dahil olmak üzere, üç ayrı evde yedi kişi parçalara ayrılarak öldürülmüş. Olaylarla bir ilgisi olmadığı anlaşılan gazeteci serbest bırakılmış. Fakat bu sefer gazeteci de kayıplara karışmış.

3 Şubat 1989'da gazeteci H.B.'nin defteri ve giysileri ormanda bulunmuş ve bir daha kendisinden haber alınamamış. H.B.'yi gözaltına alıp sorgulayan ve dehşet kayıtları izleyen jandarma ise yıllar sonra intihar etmiş. 

'Karadedeler Olayı' gazete küpürleri

2011 yılında gösterime giren Türk yapımı korku filmi Karadedeler Olayı'nda  bu konu ele alınıyor.

#4 129 numaralı apartman

129 numaralı apartman

Bir döneme damgasını vuran paranormal olayda iddialara göre Antalya'da bulunan 129 nolu apartmanda dehşet bir olay yaşanır.

Antalya'da İşçi Blokları Mahallesi, 1530. Sokak’ta meydana gelen olaya göre, ODTÜ'de okuyan iki kız öğrenci gece yarısı mumlarla ve şamdanlarla şeytani bir ayin gerçekleştirirler. 

Apartman sakinlerine göre, ayin sonrası apartmanda deprem olmuş ve eşyalar sarsıntı sebebiyle devrilmiş. Ancak kayıtlara göre o gece bölgede kesinlikle bir deprem olmamış. Kızlar ise ölü bir şekilde bulunmuş.

Apartman sakinleri olayın ardından binayı terk etmiş ve uzun bir süre boyunca kimse binaya girmeye cesaret edememiş. Apartmana giren bazı kişiler, olayın ardından camların kendiliğinden kırıldığını ve içeriden tarif edilmesi imkânsız kötü kokuların geldiğini iddia ediyorlar.

Sonraki zamanlarda apartmana girenler ise içeride korku hissi ve camların gözleri önünde kırılması gibi tuhaf olaylar yaşadıklarını söylemişler. Aynı zamanda duvarlarda anlayamadıkları semboller ve yazılar gördüklerini de bildirmişler.

Apartmanın tarihi ve olayın oluşturduğu etki nedeniyle, birçok insanın bu konuda farklı görüşleri ve inançları vardır. Bazılarına göre ise apartmanın boşaltılma sebebi paranormal bir olay sebebiyle gerçekleşmemiş.

Olayda bir eşanjör sistemi çıkarılırken ters su basması sonucu binanın alt kısmı tamamen suyla dolmuş ve alt katlarda çökme meydana gelmiş. Bu durum, binada oturan ailelerin endişe duymasına ve evlerini boşaltarak firma aleyhine dava açmalarına neden olmuş. Dava sürecinde, merkezi sistem bulunduğu alanda sökme çalışmaları da başlamış ancak bu kez de titreşimler sonucu binada çatlaklar oluşunca bina daha sonra mahkeme kararıyla yıkılmak durumunda kalmış.

Yani olayın gerçekten yaşanıp yaşanmadığı bilinmemekle birlikte artık isteseniz de gidemeyeceğiniz bir yer olmasına rağmen yine de dehşet hikayesi sebebiyle listemizde yerini almış oldu.

Konudan esinlenerek yapılan bir korku filmi vardı lakin araştırmalarım sonucu filmi bulamadım. Siz izlediyseniz yorumlarda belirtebilirsiniz.

#5 Perili Köşk

Bakırköy - Perili Köşk

Bakırköy'ün merkezinde, İstanbul'un en işlek noktalarından birinde bulunan tarihi ahşap bina, yerel halk arasında "Perili Köşk" olarak tanınıyor. Binanın yılda bir kez 5 saniyeliğine ortadan kaybolduğu bile iddia ediliyor ve işin enteresan tarafı ise bölge sakinlerinden bazılarının da bu iddiayı doğrulaması.

Bölgede kulaktan kulağa dolaşan hikayeleriyle nam salan bu yapı, 1970'li yıllardan beri gizemli olayların yaşandığı iddialarıyla anılıyor.

Ev hakkında en çok duyulan hikâyelerden biri ise daha önce evde yaşayan iki kardeşin ölümünden sonra evin terkedildiği ve mahalle sakinlerinin akşamları evden çığlık sesleri duyduğu iddiası. Hakkında sözlük sitelerinde sayfalarca yorum bulunan ev, hala merak uyandırmaya devam ediyor. Ancak, paylaşılamayan bir miras yüzünden terkedildiği de söylentiler arasında yer alıyor. 

Her ne kadar bu iddiaların doğruluğu kanıtlanamamış olsa da, bina hala çevredeki insanların ilgisini çekiyor ve çok mistik bir havası var.

Gitmek isteyenler için adres: Zuhuratbaba, İncirli Cd. No:35, 34147 Bakırköy/İstanbul

#6 Cemil Molla Köşkü

Cemil Molla Köşkü

Görünüş olarak oldukça zarif bir yer olması sizi kandırmasın Cemil Molla Köşkü de içinde cinlerin ve hayaletlerin yaşadığı söylenen perili köşklerden bir tanesi.

Kuzguncuk ile Beylerbeyi arasında yer alan Cemil Molla Köşkü, Boğaz'ın ormanlık alanı üzerinde yer alır ve güzelliğiyle adını İstanbul'un en güzel köşkleri listesine yazdırmıştır.

Köşkün yapımı beş yıl sürmüş ve sonuçta ortaya İstanbul'un en iddialı eserlerinden biri çıkmıştır. 

Cemil Molla, köşküne kavuştuktan sonra, burayı bir kültür ve sanat merkezine dönüştürmüş ve felsefe, şiir, müzik gibi etkinlikler düzenlemiştir. Ancak Molla ailesinin borcu nedeniyle köşke el konulmuş ve satılmıştır. Sonraki sahipleri de aile içi sorunlar yaşayarak köşkü terk etmiştir. Köşk, uzun süre bakımsız kalmış ve çürümeye başlamıştır. 

2000 yılında bir müteahhitlik şirketi tarafından satın alınmış, ancak köşkün sahipleri arasında da sorunlar yaşanmıştır. Kuzguncuk halkı, köşkün yakınındaki mezarlık nedeniyle buradan geçmekten korkmaktadır. Köşk, uzun yıllar restore edilememiş ve hatta semt çocuklarının dilinde hep, “işçiler burayı bir türlü yenileyemiyorlar, hepsi geldiği gibi kaçıyorlar.” Çünkü restorasyon döneminde gördükleri manzara, işçilerin dilinin tutulmasına neden oldu.” söylentileri dilden dile dolaşmakta.

#7 Rum Yetimhanesi

Rum Yetimhanesi

İstanbul'un Anadolu Yakası'nda bulunan Büyükada'da, Avrupa'nın en büyük ahşap binası olarak bilinen Rum Yetimhanesi bulunmaktadır. 

Yaklaşık 110 yıl önce Fransız bir şirket tarafından tamamen ahşap malzemeler kullanılarak otel olarak inşa edilen bu yapı, devrin yöneticilerinin otelin ahlakı bozacağı endişesiyle Osmanlı Padişahı İkinci Abdülhamid tarafından otel olarak kullanılmasına izin verilmeyerek, Patrikhane'ye bağışlanarak yetimhane olarak kullanılmıştır.

Bina yıllar içerisinde birçok amaç için kullanılmış, fakat uzun süredir boş durmaktadır. Çıkan bir yangında bazı çocukların yanarak öldüğü söylentisi, çocuk ağlama ve çığlık seslerinin duyulduğu efsanesi bu heybetli yapıyla birlikte anlatılmaktadır.

Birinci Dünya Savaşı yıllarında Kuleli Askeri Mektebi bu binaya yerleştirilmiş, yetimhane ise Heybeliada'ya taşınmıştır. Daha sonra işgal kuvvetleri tarafından adaya yollanan Rum göçmenleri barındıran bina, bir dönem Rusya'daki Bolşevik Devrimi'nden kaçan Rus mültecilere ev sahipliği yapmıştır. Ancak, soğuktan korunmak için Rus mülteciler binanın ahşap kaplamalarını sökerek yakmışlar ve binaya zarar vermişlerdir.

1960'lı yıllarda Kıbrıs'ta yaşanan gerginlik nedeniyle Patrikhane'nin elindeki binaya el konulmuş ve tamamen kapatılmıştır. Olağanüstü manzarasıyla dikkat çeken bina, Rum Patrikhanesi'nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde açtığı davanın ardından tapusu Kasım 2010'da yeniden Patrikhane'ye verilmiştir. Ancak, binadan hala çocuk sesleri geldiği ve kuyuya düşüp ölüme terk edilen çocuğun yardım isteyen sesinin binada yankılandığı söylentisi günümüze kadar ulaşmıştır. Adada yaşayan ya da burayı ziyaret eden birçok kişi, gerçekten çocuk sesleri duyduklarını iddia etmektedir.

#8 Alman Askerin Evi

 Alman Askerin Evi

Büyükada'nın ücra tepelerinde, Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı ordusunda görev yapmış bir Alman askerine ait olduğuna inanılan ev, karanlık hikayesiyle ünlüdür. 

Yokuşlu bir fayton yolculuğunun ardından, korulukların içinde oldukça uzun bir yürüyüşle tepeye ulaşabilirsiniz. Ancak karşınıza çıkan manzara, harabe halindeki kalıntılar, gizemli bahçe kapısı ve ayakta kalan enkaz, cesaretinizi sınamaya yetecektir. Adada yaşayanlar, evin perili olduğuna ve lanetli bir geçmişi olduğuna inandıkları için yıllardır mekâna yaklaşmıyorlar. Özellikle geceleri yakınlarına gitmek, yürekleri ağzına getirebiliyor.

#9 Cevahir Bedesteni

Cevahir Bedesteni

Kapalıçarşı, bildiğiniz üzere her gün binlerce turisti ağırlamaya devam ediyor. Ancak bizim konumuzla bağlantılı olarak, buraya ezoterik tarikat üyelerinin zaman zaman ziyaret ettiği iddia ediliyor. Tarikat üyeleri inançlarına göre, "Cevahir Bedesteni"nde bulunan bir nokta farklı bir zaman boyutuna açılıyor. Bu sebepten ötürü bazı günlerde gizemli ziyaretçilere ev sahipliği yapıyormuş.

#10 Tezveren Baba Türbesi

Tezveren Baba Türbesi - Dolapdere

Dolapdere bölgesinde yer alan Tezveren Baba Türbesi, en gizemli ve ilginç yerlerden biri olarak kabul ediliyor. Tezveren Baba, Osmanlı İmparatorluğu döneminde şehit düşmüş bir kişi olarak biliniyor.

Efsanelere göre Tezveren Baba'nın ayakları yokmuş ve takunyalarını eline takarak dolaşırmış. Bazı anlatımlara göre, türbenin içinde bu takunyaların tıkırtısı duyulabiliyor. Hatta türbeyi ziyaret edenler, Veda Pehlivan adlı kişinin büyükannesi tarafından doğrudan görüldüğünü iddia ediyorlar. Ziyaretçiler, Tezveren Baba'nın ibrikle abdest aldığına inandıkları için yanlarında takunya getiriyorlar.

#11 Harput

Harput Kalesi

Antik kent Harput'un mistik atmosferi, Kamos adındaki kötücül bir varlığın hikayesiyle daha da derinleşiyor. 

Bu gizemli yaratık bazen iri yarı, bazen de cüce görünüşlü olarak ortaya çıkıyor ve karanlık gecelerde dolaşıyor. Söylentiye göre, yalnız başına uyuyan insanların üzerine bütün ağırlığıyla çöken Kamos, onların çarpılmasına hatta bazen ölmelerine bile neden olabiliyor. 

Uykuyla uyanıklık arasındaki insan, onun varlığını hissetse de, hareket edemiyor. Kamos'un başında daima bir börk taşıdığı söyleniyor. Eğer bir insan bu başlığı kapmayı başarırsa, altından yapılmış bir börk büyüklüğünde altın kalacağına inanılıyor. Ancak, Kamos'un izini sürmek herkesin cesaret edebileceği bir şey değil. Zaman zaman kara kedi şeklinde de ortaya çıkan Kamos, bastığı kişinin kanını çekerek damarlarının kuruduğu inancıyla biliniyor. 

Evet görüldüğü üzere Türkiye'de birçok paranormal mekân ve efsanevi hikâye bulunmaktadır. Bu yerler genellikle tarihi, kültürel veya dini öneme sahip yerlerdir ve yerli halk arasında çeşitli efsanelerle çevrelenmiş durumdadır. Listedeki bazı mekanlar özellikle korku sever ziyaretçilerin ilgisini çekmeye devam ediyor. 

Bir Cevap Yazın

*E-Posta adresiniz gösterilmez.

Oturum Aç

Şifremi Unuttum

İçeriği Şikayet Et