İlginç Bilgiler

Huron Gölüne Düşürülen UFO ve Tarihteki UFO Kazaları


Mart 01, 2023 / 722 Görüntüleme / 0 Yorum

Geçmişten bugüne, tarihte düştüğü veya düşürüldüğü söylenen birçok UFO olayı meydana gelmiştir. Bugün önce, belki de onlardan biri olan 12 Şubat'taki Huron Gölü üzerine düşürüldüğü iddia edilen UFO olayından bahsedeceğiz. Sonrasında bu olay ve son zamanlarda yaşanan UFO vakalarının neden yaşandığı ile ilgili ortaya atılan iddiaları ele alacağız. Mavi Işık projesinden, sahte UFO istilası teorisine, Roswell'den Huron gölüne kadar yapacağımız tarihi yolculuk için kemerlerinizi bağlayın ve zaman yolculuğuna hazır olun.

Huron Gölü'nde Neler Oldu? 

Huron Gölü üzerinde görülen beyaz cisim

12 Şubat Pazar Günü ABD ordusu Michigan'daki Huron Gölü üzerinde yaklaşık 6 bin metre yükseklikte uçan sekizgen şeklindeki nesneyi, ABD Başkanı Joe Biden'ın ordunun tavsiyeleri doğrultusunda verdiği talimatla öğleden sonra bir F-16 avcı uçağından fırlatılan füzeyle düşürmüştü.

Pentagon da tanımlanamayan uçan nesneyi savaş uçaklarıyla düşürdüğünü gizlemedi. Teorisyenler tarafından nesnenin UFO olma ihtimali gündem olmuştu. İlginçtir ki Pentagon tarafından yapılan açıklamada da düşürülen nesnenin UFO olma ihtimali reddedilmedi. Ayriyeten Pentagon, nesnenin nereden geldiğini bulamadıklarını da ifade etmişti.

ABD Hava Kuvvetleri Generali Glen VanHerck'e de nesnenin UFO olma ihtimali soruldu. VanHerck, "Bunu çözmeyi istihbarat ve karşı istihbarat topluluğuna bırakıyorum" dedi. "Bunlara balon değil nesne dememizin bir sebebi var" diye de ekledi. 

ABD Ulusal Güvenlik Konseyi sözcüsü pazar günü yaptığı açıklamada, "Çin Halk Cumhuriyeti'nin balonuna pek benzemeyen bu nesneler ondan çok daha küçüktü ve üzerinde çalıştığımız enkazı kaldırana kadar bu nesneleri kesin bir şekilde sınıflandıramayacağız" dedi.

Associated Press'in aktardığı üzere bir ABD yetkilisiyse nesnenin "ipleri sarkan sekizgen bir yapı olarak göründüğünü ancak fark edilebilir bir yük taşımadığını" söyledi.

Alaska'da görülen garip bulut 

Fakat pazar günü düşürülen nesne hafta sonunun üçüncü nesnesiydi. Çünkü hafta sonunun önceki saatlerinde iki nesne daha düşürüldü. Böylelikle ABD ordusunun vurduğu toplam şüpheli nesne sayısı üçe çıkmış oldu. Nesnelerden biri Alaska kıyılarında düşürülürken, diğeri Yukon üzerinde vurulmuştu. 28 Şubat tarihinde de UFO'larla ilgili başka bir haber Rusya cephesinden geldi.

Rusya savunma bakanlığı St. Petersburg kentine 160 kilometre uzaklıkta UFO'ların görüldüğünü ve savaş uçaklarının havalandığını açıkladı.  Rusya, St Petersburg üzerinde süzülen bir UFO'nun görülmesinin ardından hava sahasını sabah erken saatlerde tüm geliş ve gidiş seferlerini iptal ederek uçuşlara kapattı. St. Petersburg yönetiminden yapılan açıklamada "Pulkovo Havalimanı geçici olarak uçak kabul etmemekte ve göndermemektedir." denildi.

St Petersburg'da görülen UFO gemisi

Yerel basında çıkan haberlere göre Rus askeri uçakları tarafından Pulkovo Havaalanı üzerinde UFO arama çalışmalarının devam ettiği açıklandı.  Manu Gómez adlı bir uzman Twitter hesabından yapmış olduğu paylaşımda, havaalanı üzerinde "tanımlanamayan bir cisim" olduğuna dair çok sayıda rapor olduğunu bildirdi.  Manu Gómez, UFO'yu durdurmak üzere gökyüzünde ikisi Su-35 ve MiG-31 olmak üzere en az beş Rus askeri uçağının bulunduğunu açıkladı. Öte yandan havacılık yetkililerinin askeri veya kurtarma uçakları dışındaki tüm uçakların iniş yapmasını gerektiren "Halı" planını bile uygulamaya koyulduğu söylendi. Bu plan genellikle Rus hava sahasında tanımlanamayan cisimler görüldüğünde devreye sokulur. Kısacası son zamanlarda Avrupa'nın gündemi UFO.

Bu olayların artması ve devletinde UFO ihtimalini reddetmemesi üzerine bazı komplo teorisyenleri insanları sahte UFO saldırısına hazırladıkları yönünde iddialarda bulundu. Aslında bu iddia yeni değil. Fakat bu olaylarla birlikte gündeme tekrar gelmiş oldu. Teoriye göre ABD egemenliğini güçlendirmek amacıyla uzaylı istilası tiyatrosu kurgulayacak ve bu kurguyu NASA ile beraber yürütecek. Bu iddiaya kanıt olarak da geçtiğimiz yıllarda New York Times gazetesindeki, Pentegon'un UFO araştırmaları için 22 milyon dolarlık bir programı yürüttüğünü açığa çıkaran makale ile birlikte son yaşanan güncel UFO olaylarının artması gösteriliyor.

Ünlü komplo sitesi Return of Kings, sahte uzaylı istilası teorisi için şu notları yazdı: ''Kulağa ne kadar delilik gibi gelse de ABD hükümeti, dünyayı olası bir uzaylı istilasının çok yakın tarihte gerçekleşeceğine ikna etmeye hazırlanıyor, bu 11 Eylül'den bu yana düzenlenecek en büyük yanıltma harekâtı.''

''UFO'lara ya da dünya dışı yaşam formlarına inanmıyorum fakat medyanın hükümetle ortak çalışarak bu tip haberlere geniş yer ayırdığını düşünüyorum.''

''Sahte uzaylı istilası tüm ülkeyi (ya da tüm dünyayı) ortak bir düşmana karşı birleştirebilir ve ayrıca gücü ele geçirmek için bir bahane olabilir.

İlluminati Oyun Kartları

İlluminati Oyun Kartları

Sahte uzaylı istilasına bir diğer örnek de geleceğe dair bazı önemli olayları haber verdiği düşünülen İllüminati Oyun Kartları'nda gizli olduğu düşünülüyor. Zira 1975'te piyasaya sürülen İllüminati Oyun Kartları'nda da bazı kartların sahte uzaylı istilasını temsil ettiği öne sürülüyor.

İlluminati Yacatisma kartının yanı sıra Dark Tower, Independence Day gibi birçok filme göre Sahte Ufo İstilası, Empire State Binası'nı UFO’ların yıkmasıyla başlıyor.

Dark Tower filminde Ufo'nun yıktığı detay yok ancak Deccal'i temsil eden kişinin arkasındaki tabloda Ufo görünüyor, kule yıkılırsa, kıyametin serbest kalacağından bahsediliyor. 

Mavi Işık (Blue Beam) Projesi'ni Hiç Duydunuz mu? 

Mavi Işık (Blue Beam) Projesi

Sahte UFO saldırısıyla eş zamanlı olarak sahte Mesih iddiaları da söz konusu. İnsanları tek inanış, tek sistem, tek yönetim altında toplamak isteyen örgüt iddialara göre Blue Beam yani Mavi Işık diye adlandırılan projeyi planlıyor. İddialara göre NASA ve diğer bazı uluslararası kuruluşlar, insanların zihinlerini kontrol etmek ve dünya çapında sahte bir Mesih ortaya çıkarmak için bir plan hazırlamıştır.

Yani Mavi Işık Deccâl'ın (Anti-christ) tek dünya devleti olan New World Order'ın kralı olabilmesi için NASA'nın uygulamaya çalıştığı programın adıdır. Bu projenin amacı, dinî kaynaklarda bahsedilen ve beklenen Mesih, Mehdi gibi dini figürlerin çıkış alametlerini yeni teknolojiler sayesinde hayata geçirmek, bu beklentide olan inançlı insanları aldatmak ve tüm dünyayı kendi çıkartacakları, rol verdikleri kişilere itaat ettirmektir. Bu iddiaya göre, Blue Beam Projesi'nin ilk aşaması, insanların dünya çapında bir uydu görüntüsü yani hologram aracılığıyla görsel ve işitsel olarak yanıltılmasıdır. Bu aşama, insanların gerçekliği sorgulamaya başlamalarını sağlayacak ve sonunda sahte Mesih'in ortaya çıkışını kabul etmelerine yol açacaktır.

Daha sade bir dille anlatmam gerekirse, bir gün her ülkenin dini inanışına özel kişileri kurdukları üst düzey bir projeksiyon yöntemiyle gökyüzüne yansıtıp tek inanış üzerinde toplamak amacıyla bu kişileri özel frekans sesler ile konuşturacaklar. Uyduları ve casus uçakları kullanarak düşük frekans sesler ile yayın yapacaklar. Bu frekans sesler adeta insanların beyinlerinden yankılanacak. ELF, VLF, LF dalgalarıyla elektronik telepati aracılığı ile insanların beynine ulaşılıp beyinlerine gerçeği sahteden ayırt edemeyen iç içe yapay düşünceler oluşturarak yaratıcının kendi ruhuna konuştuğuna inandırılacak. Holografik görüntüler, neredeyse aynı ELF, VLF ve LF beyin sinyallerine bağlı olarak görsel ve işitsel olacak, aynı zamanda da sanki bir optik fenomenmiş hissi uyandıracak. Böylelikle çoğu insanı bu şekilde inandırılabilecekler.  Gökyüzü adeta bir sinema ekranı olarak kullanılacak ve uzay tabanlı uydular sayesinde dünyanın dört bir köşesine eş zamanlı, her dilde ve lehçede yayın yapılacak. Her ülkeye kendi kültürüne ve inancına bağlı olan görüntüler ve akustik sinyaller verilecek. Dünyanın hiçbir köşesi es geçilmeyecek! Sanki uzayın derinliklerinden geliyormuşçasına verilen görüntü ve sesler, birçok Mesih'i (Hz. İsa) bekleyen din gruplarını ve tarikatları çok etkileyecek ve sanki bekledikleri Mesih en sonunda gelmişçesine bir düşünce oluşturulacak.

Amerika Birleşik Devlet'inde bulunan ve girilmesi yasak olan "AREA 51/51. Bölge" bölgesinde görülen UFO benzeri cisimler de Mavi Işık Projesi deneylerinden olduğu düşünülmektedir.

AREA 51/51. Bölge

İnanışlara göre Deccal, kıyamete yakın bir zamanda ortaya çıkacak olan negatif gücün adıdır. İddiaya göre Mavi Işık Projesi de Illuminati örgütünün Deccal için hazırladığı projedir. Yani Deccal'e zemin hazırlayarak, Deccal ile geçmişten bugüne hayalleri olan yeni dünya düzenini kurmak istemektedirler. Mavi Işık projesinin son aşaması da iddialara göre Sahte uzaylı istilası olacak. Bu uzaylı istilası aldatmacasıyla birlikte dünya devletlerinin gücünü Birleşmiş Milletler'e devretmeye zorlama ve tüm dünyada "olağanüstü hâl" ilan edilerek Deccâl'ın insan bedeninde bu dünyanın başına geçirilmesi amaçlanıyormuş. Yine iddiaya göre başa geçecek olan Sahte Mesih "Anti-christ" denen yalancı bir peygamber olacak ve kadim dini anlatımların yanlış anlaşıldığını, bu nedenle kardeşin kardeşi vurduğunu, ulusların uluslara savaş açtığını belirtip artık eski dinlerin yok edilmesi gerektiğini ve yeni bir inanışa geçilmesinin vaktinin geldiğini söyleyecek. Tabi ki bu yeni inanış, tek elden yürütülen bir sistemin yani "Yeni Dünya Düzeni"nin inancı olacak. 

New World Order yani Yeni Dünya Düzeni küresel düzeydeki siyasi, ekonomik ve sosyal yapıları, kültürleri ve sistemleri düzenleme veya yeniden şekillendirme fikridir. Bu kavram, ilk olarak 20. yüzyılın başlarında kullanılmaya başlanmıştır ve çeşitli ideolojik yaklaşımlar, komplo teorileri ve tartışmalarla ilişkilendirilmiştir. Bu kavram genellikle küresel güçlerin birleşmesi ve tek bir yönetim altında birleşmesi ile ilgili fikirleri ifade eder. Bazılarına göre, bu fikir küresel barış ve refahın sağlanması için gerekliyken, diğerleri bu fikrin bir tür totaliter rejim yaratmak için kullanıldığını düşünmektedir. Ama bu kavram daha çok komplo teorileri ve yanlış bilgilendirme ile ilişkilendirilir. Bu tür komplo teorileri, küresel güçlerin gizli bir eli tarafından yönetildiği ve insanların özgürlüklerinin ortadan kaldırıldığı iddialarını içerir.

Mavi ışık projesi için şu an gerçeklikten çok uzak olduğu ifade edilse de bu projenin varlığına inananların sayısı azımsanmayacak kadar fazla. Bana göre bu denli gizli olduğu söylenen bir projenin detaylarının herkes tarafından biliniyor olması gerçekçiliğini düşürüyor. İnsanların bunu önceden bilmesi buna hazırlıklı olacağı anlamına gelir. Kim bilir belki de bu bilgiler pozitif kanallardan bize hazırlıklı olmamız için verilmiştir. Belki de teknolojilerine o kadar güveniyorlar ki beyin dalgalarına yapacakları etki ile hazırlıklı olmamız bir şeyi değiştirmeyecek. Ya da bu bilgiler bizzat kendileri tarafından insanları korkutmak, kendilerini bu denli güçlü bir toplum olduklarına inandırmak için servis ediliyordur. İnsanları böyle bir projeye hazırlayıp daha farklı bir planı devreye sokacak da olabilirler. Yani tabiri caizse sağ gösterip sol vurmayı da hedefliyor olabilirler. Kısacası her şey mümkün. Gelelim UFO olaylarına. Amerika'da ve Rusya'da yaşanan olaylardan gelen henüz net bilgiler yok. Lakin geçmişte yaşanan UFO kazaları hala insanlıktan gizlenmekte. Belki de burada yaşanan şey de Roswell kazasında yaşanan olay gibi çok büyük çaplı ama bizlerden gizleniyordur. Peki Roswell'de neler yaşanmıştı? Gelin hep beraber UFO kazalarının tarihteki yerini inceleyelim.

Tarihteki Diğer UFO Kazaları 

#1 Roswell Kazası - 1947

Roswell'de gerçekleşen olayın yayınlandığı gazete küpürü

UFO'lar veya Uzaylılar ile ilgili iddialar ve kazalar, yıllar boyunca birçok kez gündeme gelmiştir. Bazıları sadece spekülasyonlardan ibaret olsa da, bazıları gerçekten yaşanmış olabilir. Bunların içinden en ünlüsü ve en çok delile sahip olay tartışmasız Roswell'de meydana gelmiştir.

1947 yılından beri Roswell kasabasına bir UFO'nun düştüğü ve ABD'nin kısa süre içinde bu olayı örtbas ettiği iddia edilir. Peki Roswell'de neler oldu? Neler yaşandı?

Roswell kazası, 1947 yılında New Mexico'da gerçekleşen ve uzaylıların varlığına işaret eden bir UFO kazası olarak bilinir.

Gerçekliği kesin olmamakla birlikte Roswell kazası hakkında bildiğimiz kısım, 1947'de Roswell, New Mexico'da bir UFO kazası meydana geldiği ve ABD hükümeti tarafından gizlilikle ele alındığıdır. Bu olayın bir parçası olarak, iddia edilen uzaylı kalıntıları, UFO enkazı ve diğer kanıtlar Pentagon'da saklanmıştır.

2 Temmuz 1947

New Mexico eyaletinin Roswell kasabasında yaşayan Dan Wilmot ve karısı, verandalarında otururken gökyüzünde kuzeydoğuya doğru hızla uçmakta olan büyük, parlayan, oval biçimli bir cisim görürler.

4 Temmuz 1947

St. Mary Hastanesi'nde görev yapan Fransiskan rahibeleri "Roswell'in kuzeyinde kavis yaparak dönen parlak bir cisim" görürler.

Bu sıralarda Roswell'in 120 km kuzeydoğusundaki Corona bölgesinde bir fırtına kopar. Foster çiftliğinin sahibi William "Mac" Brazel ve komşuları patlamaya benzer bir ses duyarlar.

Sabah erken saatlerde, Mac Brazel ve komşularının 7 yaşındaki oğlu William "Dee" Practor fırtınanın çiftliğe zarar verip vermediğini kontrol ederlerken, yaklaşık 200 metre genişliğinde ve 1.2 km uzunluğunda bir alana yayılmış olan enkazı bulurlar. Enkazı bulan kasabalılar kasabanın şerifine haber veriler. Roswell Hava Üssü'nden Albay Blanchard Marcel'a Karşı İstihbarat Ajanı Yüzbaşı Sheridan Cavitt'le birlikte Foster Çiftliği'ne giderek olayı araştırmalarını emreder.

Blanchard daha sonra Forth Worth Hava Üssü'ndeki 8. Hava Kuvvetleri Komutanlığı'ndan Tümgeneral Roger Ramey'i arar ve ona bulgulardan sözeder. Ramey olayı Pentagon'a haber verir.

Forth Worth Üssü Kurmay Başkanı Albay Thomas J. DuBose, Pentagon Stratejik Hava Kuvvetleri Generali Clements McMullen'dan bir telefon alır. 

McMullen, DuBose'a bulunan maddeleri hemen Washington yakınlarındaki Andrews Hava Üssü'ne göndermesini söyler ve bunları bizzat inceleyeceğini bildirir.

Pentagon'dan gelen emirler doğrultusunda, enkazın yerini tespit etmek için bölgeye uçaklar gönderilir. 

Havadan yapılan araştırma sonucunda Roswell'in 65 km kuzeydoğusunda bir uçan dairenin enkazı bulunur.

Enkazı incelemek ve ertesi günkü enkaz kaldırma çalışmaları için hazırlık yapmak üzere bölgeye bir arama-kurtarma ekibi gönderilir.

Albay Blanchard, Brazel'ın bulduğu enkaz hakkındaki dedikoduları engellemek ve halkın ilgisini ölü uzaylılardan başka bir yöne çevirmek için bir basın açıklaması yapmaya karar verir.

General Clemence McMullen Forth Worth'ten General DuBose'u arar ve ondan 8. Hava Kuvvetleri Komutanı General Roger Ramey'yle temasa geçmesini ister. Ramey'e olayı örtbas etmesi söylenir.

Bunun üzerine General Ramey Forth Worth Üssü'nde bir basın toplantısı düzenleyerek Roswell yakınlarında düşen cismin bir uçan daire değil, meteoroloji balonu olduğunu söyler.

Kurtarma operasyonlarında görev alan tüm askerlerin katıldığı bir brifing düzenlenir. Askerler küçük gruplar halinde görüşmeye alınırlar. 

Askerlere bu olayın ulusal güvenliği ilgilendiren bir konu olduğu ve çok gizli tutulması gerektiği söylenir ve kimseyle bu konu hakkında konuşmamaları emredilir. Uçan dairenin enkazı ve uzaylı mürettebatının bedenleri olayı haber alan ordu tarafından gizlice kaldırılır.

Kaza yeri karantinaya alınarak enkazın tüm parçaları toplanır ve uçakla ABD 8. Hava Kuvvetleri Komutanlığı'na gönderilerek burada bu tarihi olay insanlardan saklanır. 

Olayda, birçok kişi tarafından UFO enkazı ve uzaylı kalıntıları olduğu iddia edilen malzemeler bulunmasına rağmen hükümet yetkilileri olayı anında gizli tuttu ve daha sonraki yıllarda resmi bir açıklama yaptı.

Hükümet yetkilileri olayın ''bir hava balonu kazası'' olduğunu açıkladı, ancak olay hakkındaki belirsizlik, birçok kişinin gerçekte ne olduğunu sorgulamasına neden oldu. Bu, Roswell kazasının birçok UFO teorisyeni ve komplo teorisyeni tarafından incelendiği ve tartışıldığı bir konu haline geldi.

Roswell kazası hakkındaki teoriler arasında, uzaylıların haricinde gizli teknolojilerin test edildiği bir askeri programın parçası olması gibi farklı senaryolar da bulunur. Ancak, herhangi bir resmi kanıt olmadığından, olayın doğası hakkında kesin bir bilgi yoktur ve konu ile ilgili tartışmalar hala devam etmektedir.

Lakin insanlardan gizlendiği söylenen tek UFO kazası Roswell olmamıştır. Tarihte bu tür birkaç UFO kazasının yaşandığı anlatılır. Bir diğer ünlü ama detayları çok fazla ayyuka çıkmamış bir diğer kazamız ise Bolivya'da yaşanmıştır.

#2 Bolivya UFO Enkazı – 1978

Bolivya UFO Enkazı

Bolivya UFO kazası olarak da bilinen El Tairendó Olayı, 1978 yılında Bolivya'nın güneybatısındaki El Tairendó bölgesinde meydana geldiği iddia edilen bir UFO olayıdır.

İddiaya göre Bolivya’nın en uzak ve ulaşılmaz bölgesi olan Tarja’da 6 Mayıs 1978 öğleden sonrası, birçok insan gökyüzünde parlayan bir cisim gördüler. 

Genellikle 7-8 m genişliğinde yapay metalik bir silindir tanımlandı. Küçük bir cisim tarafından yakından izlenmekteydi.

Birkaç saniye sonra gökyüzünden gelen büyük bir patlama sesi duyuldu. 200.000 kilometrelik alanın üzerinde sismik aletler tarafından kaydedilen bir deprem hissedildi.

Bu patlamadan sonra küçük cismin uzaklaştığı fark edildi. Kısa bir süre sonra Bolivya ordusunun ormanda yaptığı araştırmalarda gökyüzündeki büyük cisim yere çakılmış şekilde bulundu.

İddiaya göre, düşen UFO bölgede yerel halk tarafından bulundu. Uzaylıların cesetleri de bulunduğu iddia edildi. Bölgedeki askeri birliklerin de olay yerine geldiği, cesetlerin incelendiği ve uzaylı teknolojilerinin ele geçirildiği öne sürüldü.

Olay sonrasında kamuoyuna açıklansa da 2 gün sonra ABD ordusu olay yerine gidince resmi makamlar açıklamalarını değiştirdi ve ormanda hiçbir şey bulamadıklarını açıkladılar. Böylelikle olayın üstü yine kapatılmış oldu. 

#3 Mantell Olayı - 1948

Roswell Olayından bir süre sonra meydana gelen olayda Ocak 1948'de Kentucky'deki Mantell Olayı sırasında bir UFO'nun birçok sivil ve askerî tanık tarafından gözlemlenmesinin ardından üç avcı uçağı ile UFO arasında bir kovalama yarışı başlamış, bu kovalama yarışı küçük filonun komutanı Thomas F. Mantell'ın kaza sonucunda ölümüyle sonuçlanmış.

#4 Aztec UFO Kazası - 1948

Aztec UFO kazası, 1948 yılında Aztec, New Mexico'da gerçekleştiği iddia edilen bir UFO olayıdır. Olaya göre, bir UFO düşerek enkazı toplanmış ve uzaylı cesetleri dahil olmak üzere birçok şey ele geçirilmiştir.

Ancak, Aztec UFO kazası hakkındaki iddiaların doğruluğu hakkında hala birçok tartışma vardır. Bazıları, bu iddiaların tamamen sahte olduğunu ve hükümet tarafından yayıldığını öne sürerken, bazıları olayın gerçekliğini savunuyorlar.

Aztec UFO kazası hakkındaki ilk raporlar, 1949'da bir gazete olan "The Roswell Daily Record" tarafından yayınlandı. Ancak, bu iddiaların ardından birkaç yıl boyunca olay hakkında çok az şey söylendi.

Bazı raporlar, olayın UFO'ya benzer bir araca ait olduğunu iddia ediyor ve bazı tanıklar, cesetleri gördüklerini ve enkazın toplandığını söylüyorlar. Ancak, bu iddiaların kanıtı olarak sunulan belgelerin çoğu sahte olduğu veya değiştirildiği iddia edilmiştir.

#5 Kecksburg Olayı - 1965

Kecksburg Olayı

Başka bir olay 1961 yılında New Hampshire, Exeter'da yaşandı. Birçok kişi, yine UFO'lardan kaynaklanan parlak ışıklar ve gürültüler duyduklarını iddia etti. Ancak, olayın nedeni asla tam olarak açıklanmadı. 1965 yılına gelindiğinde ise başka bir olay halka yayıldı.

9 Aralık 1965 tarihinde Pennsylvania, ABD'de bir UFO kazası vakası yaşandı.

Olayda, birkaç kişi, atmosfere girerken hızla yere doğru düşen bir nesne gördüklerini bildirdi. Daha sonra, nesnenin ormana düştüğü iddia edildi ve birçok kişi, düşen nesneyi araştırmak için olay yerine gitti.

Olay yerine ilk giden kişiler arasında bir gazeteci, bir radyo muhabiri ve birkaç itfaiyeci vardı. İtfaiyeciler, düşen nesneyi çevreleyen bir daire şeklindeki ağaçların arasından geçerek nesneye yaklaşmaya çalıştıklarında, orada bir nesne olduğunu doğrulayan metalik bir nesne gördüklerini bildirdi.

Daha sonra, ABD Hava Kuvvetleri'nden bir ekip olay yerine geldi ve nesneyi inceledi. Ekip, nesnenin bir meteor değil, bir UFO olduğunu iddia etti. Ancak, resmi olarak ne olduğu hakkında bir açıklama yapmadılar ve olay hakkında pek az bilgi verildi.

Olayın ardından, birçok teori ortaya atıldı. Bazıları, olayın bir UFO kazası olduğunu, ancak Hava Kuvvetleri'nin bunu örtbas ettiğini iddia etti. Diğer teoriler, düşen nesnenin Sovyetler Birliği'ne ait bir uzay aracı veya askeri deneme aracı olduğunu öne sürdü. Ancak, ne olduğuna dair net bir açıklama yapılmamıştır ve olay hala gizemini korumaktadır.

#6 Falcon Lake Olayı - 1967

Falcon Lake olayında yaralanan Stefan Michalak

Falcon Lake Olayı, 20 Mayıs 1967'de Manitoba, Kanada'da meydana gelen bir UFO olayıdır. Olayda, bir madenci olan Stefan Michalak, Falcon Gölü yakınlarında yalnız bir şekilde gezi yaparken, birdenbire yere doğru düşen iki nesne gördü. İlk başta, bu nesnelerin Amerikan askeri uçakları olduğunu düşündü, ancak daha yakından baktığında, yuvarlak bir nesne gördü ve ona doğru yaklaşmaya başladı.

Michalak, UFO'ya yaklaştığında, nesnenin metalik yüzeyinde renkli ışıkların belirdiğini fark etti. Ardından, nesne çevresindeki havayı ısıtmaya başladı ve Michalak ciddi şekilde yanıklarla yaralandı. Michalak, ayrıca nesnenin açıldığını ve içinde küçük bir delikli ızgara olduğunu gördü.

Michalak, olaydan sonra hastaneye kaldırıldı ve yaralarının şekli, yanıklarının sebebinin radyasyon olabileceği fikrini destekledi. Ancak, olay hakkında resmi bir açıklama yapılmadı ve diğer olaylar gibi bu olay da hala gizemini korumaktadır.

Falcon Lake Olayı, UFO'ların gerçek olduğunu ve dünya dışı varlıkların varlığını kanıtladığını düşünenler için önemli bir olay olmuştur. Olayın detayları, Michalak'ın anlatımlarından kaydedilmiş ve birçok UFO araştırmacısı tarafından incelenmiştir. Ancak, olay hala resmi olarak çözümlenmemiş ve bazıları tarafından çeşitli teoriler öne sürülmüştür.

#7 Rendlesham Ormanı Olayı - 1980

Güvenlik ekibinin gördüğü dünya dışı aracın replikası

Rendlesham Ormanı Olayı, İngiltere'deki Suffolk'ta bulunan Rendlesham Ormanı'nda, 26-28 Aralık 1980 tarihleri arasında meydana gelen bir UFO olayıdır. Olay, İngiltere'nin en ünlü UFO vakalarından biri olarak kabul edilir.

Olay, ABD Hava Kuvvetleri'nin Bentwaters ve Woodbridge üslerinde görev yapan askerler tarafından gözlemlendi. İlk olarak, bir güvenlik ekibi, ormanın içinde tuhaf bir ışık gördü ve olay yerine gitti. Orada, dünya dışı bir araç gördüklerini iddia ettiler. Olayın ardından, askerler, aracın etrafındaki toprakta ve bitkilerde radyoaktivite seviyesinde yüksek artışlar tespit ettiler.

Nesne onları görünür bir ışık patlaması ile korkuttu. Daha sonra, nesnenin bulunduğu yerde toprakta bulunan üçgen şeklindeki izlerin olduğu rapor edildi. İkinci bir gözlem, 28 Aralık'ta gerçekleşti ve bu sefer nesne ile temas kurulduğu iddia edildi.

ABD Hava Kuvvetleri tarafından incelenen olay için bir açıklama yapılmamıştır. Bazıları olayı UFO teması olarak kabul ederken, diğerleri doğal bir fenomen veya askeri deneyler gibi başka bir açıklamayı tercih ediyorlar.

#8 Ariel Ufo Olayı - 1994

16 Eylül 1994'te Zimbabwe, Ruwa'daki Ariel Okulu'ndaki 62 öğrenci, bilinmeyen bir aracın gökten inip yakındaki bir tarlaya indiğine tanık olduklarını iddia ettiler. Bu olay bugüne kadar bilinen en büyük toplu tanıklıklardan biri oldu.

UFO çevrelerinde Ariel Okulu Fenomeni olarak anılan olay, oldukça normal bir günde başladı. Teneffüste öğretmenler bir fakülte toplantısı için içeride kalırken bazı çocuklar gümüş renkli bir diskin sınırın hemen dışındaki bir tepeye düştüğünü gördüklerini iddia ettiler. 

Çocuklar daha iyi görebilmek için okul bahçesinin kenarına koştular ve araçtan birtakım varlıkların çıktığına şahit oldu. Anlatımlarına göre 1,2 metre civarında olan bu varlıklar bir çeşit parlak dar bir takım elbise giyiyordu. Uzun kollara, uzun bacaklara ve büyük siyah gözlere sahiplerdi.

Varlıklar araziyi inceliyormuş gibi etrafta dolaşmaya çıkmıştı. İşte bu sırada aracın tepesinde ikinci bir figür daha belirdi ve o anda çocuklar büyük biri umutsuzluk ve çaresizlik duygusuna kapıldılar. Çünkü birçoğu çevrelerindeki insanların çürüdüğüne ve öldüğüne dair bazı görüler görmeye başladı. Bazıları da kafalarındaki bir sesin onları tehlikeli ve distopik bir gelecek hakkında uyardığını duydu. Diğer çocuklarsa olayın etkisinden kurtulup yardım istemek için okula doğru koşmaya başladı ve okula ulaştıklarında öğretmenler toplantısına katılmayan tek yetişkin olan yemekhane çalışanı ile karşılaştılar.

Çocuklar bu olayın 15 dakika kadar sürdüğünü söyledi. 15 dakika sonra araçtan inmiş olan bu varlıklar tekrar aracın içine doğru süzülerek gözden kayboldu ve araç büyük bir hızla gökyüzüne doğru fırlayıp yine parlak bir kırmızı ışıkla beraber ortadan kayboldu. Tam da bu sırada öğretmenler bahçedeki kargaşaya neyin sebep olduğunu görmek için dışarıya çıkmıştı ama çevrede çocukların bahsettiği araca dair hiçbir iz görememişlerdi. Bunun üzerine okul müdürü çocuklardan gördüklerini çizmelerini istedi. Gümüşi, klasik UFO'ya oldukça benzer görüntüler çizdiler. Ertesi gün olduğunda ise müdür okula gelen müfettişlere ve gazetecilere çocukların çizdikleri bu resimleri göstererek çocukların başından geçen olayları anlattı. İlerleyen günlerde ise okula yerel bir UFO araştırmacısı olan Cynthia Hind geldi ve çocuklarla röportaj yaptı. Hind, çocuklarla dört ila altı kişilik gruplar halinde görüşerek hikâye ayrıntılarının benzerliği karşısında şaşkınlık yaşıyordu. 

Olaydan bir hafta sonraysa Harvard Tıp okulu’ndaki psikiyatri bölümünün başkanı olan John Edward bu çocuklarla görüşerek onların doğruyu söylediklerine karar verdi. Çünkü bu kadar geniş bir yaş aralığına sahip çocukların hepsi hemen hemen aynı şeyi anlatmıştı. Üstelik çocukların etnik kökenleri sosyal statüleri de farklı olmasına rağmen anlattıkları olaylar ve yaptıkları çizimler birbirine çok benziyordu. Hatta bu olaya şahit olan çocukların hiçbiri UFO veya Dünya dışı varlıkları hakkında hiçbir bilgiye sahip değildi. Onlar Ruwa’da yaşayan ve fakir bir geçmişe sahip olan yerel çocuklardı.

Öğrencilerin yaptığı çizimlerden biri 

Ariel okulunda yaşanan bu olaydan birkaç gün sonra ise yakınlardaki bir başka okulda da benzer cisimlerin görülmesi Ariel okulundaki olayların güvenilirliğini daha da güçlendirdi. Hatta ilerleyen yıllarda uzaylılar tarafından kaçırıldığını iddia eden kişilerin ifadelerinde de Ariel okulundaki karşılaşmaya benzer ortak noktaların olduğu görüldü.

İşin ilginç yanı 6 Nisan 1966'da Avustralya'nın Melbourn şehrinde de tıpkı Ruwa'daki olaya benzer bir olay yaşandı. Vestel lisesinde geçen bu olayda bazı öğrenciler öğretmenlerine giderek okulun üzerinde tuhaf görünümlü bir geminin gezindiğini bildirmişlerdi. Hatta olaya yaklaşık 300 kişi tanık olmuş, tanıkların çoğu okulun üzerinde dolaşan cisimlerin gümüş, renkli olduğunu ve etrafındaki havayı kırmızımsı bir renge çevirdiğini belirtmişti. Daha sonra da bu cisimler tıpkı Ruwa olayında olduğu gibi yakınlardaki bir ağaç grubuna yönelmiş ve yavaş yavaş yere doğru alçalmışlardı ancak tam da bu sırada okulun çevresinde 5 askeri uçak belirmiş ve daireler çizmeye başlamışlardı. Bunun üzerine de tanımlanamayan nesneler hemen gökyüzüne yükselerek hızla uçup gözden kaybolmuştu. İlerleyen günlerde ise okul müdürü öğrencilerine giderek gördükleri şeyleri okul dışındaki hiç kimseyle paylaşmamalarını söylemişti. Hatta okula gelen bazı askeri yetkililer çocukları gördükleri şeyin bir hava balonu olduğu konusunda ikna etmeye çalışmışlardı.

#9 İzmir Tire UFO Kazası - 2008

Ali Gacaner - İzmir Tire UFO olayının görgü tanığı

Türkiye'de yaşandığı iddia edilen bir UFO kazası da İzmir’in Tire ilçesinde gerçekleşti. 

2016 yılında, Sirius UFO Uzay Bilimleri Araştırma Merkezi Başkanı Haktan Akdoğan, Tire’nin Çoban Mezarlığı mevkiinde bulunan Ali Gacaner adlı çiftçiye ait bahçe evine, 2008 yılında UFO düştüğünü iddia etti. Akdoğan, uzaylı varlığın ihbar üzerine olay yerine gelen Jandarma ekipleri tarafından götürüldüğünü ve olayın yetkililerce örtbas edildiğini öne sürdü. Şubat ayında, bekçi Gani Çakır’ın, UFO’ya yaptığı selektörün ardından uzaylı varlıklar tarafından tehdit edildiği iddia etmesi ile başlayan süreç yeni bir boyut kazandı. Eşi, oğlu ve gelini ile birlikte olaya gözleriyle şahit olduklarını ifade eden Ali Gacener “Aradan 8 yıl geçmesine rağmen uzun yıllar bu olaydan kimseye bahsetmedik. Haktan bey bizimle konuştuktan sonra ikna olduk” dedi.

Daha önce hiç UFO görmediğini belirten Ali Gacaner, yaşadıklarını şöyle anlattı. “Eşim, Mukadder, oğlum Tayfun ve gelinim Türkan Gacaner ile birlikte 2008 yılında bu olaya şahit olduk. 14 Haziran 2008 tarihinde gece saat 12.30 sıralarında oğlum, eşim ve gelinim ile birlikte evin bahçesindeydik. Hava sıcak olduğu için avluda oturuyorduk. Bir anda büyük bir gürültüyle bahçeye bir ateş topu düştü. Hepimiz çok korktuk. İlk başta, uçak ya da uydu parçası düştü sandık. Köpekler havlamaya başladı. İneklerimiz bile zincirle bağlı olmalarına rağmen kendi etraflarında dönmeye başladılar. Hemen biz ailecek ateş topunun düştüğü yere yöneldik. O tarafa baktığımızda adeta şok olduk. Karşımızda etrafına kırmızı ışıklar saçan bir varlıkla karşılaştık. Büyük gözleri ve kulakları vardı. Yaklaşık 1,50-60 metre boyundaydı. O da bize bakıyordu. Evden, av tüfeğimi alarak ateş etmek istedim. Sonra ne olduğunu bilmediğim için vazgeçtim. Üzerine doğru yöneldiğimizde gözlerini bizden ayırmadan yavaş yavaş geri geri gidiyor, bizden uzaklaşıyordu. Çok ürkmüştük. Gelinim, hemen ev telefonumuzdan polisi aradı. Polise, 'gelin bizi kurtarın' dedi. Polis, bulunduğumuz alanın yetki alanları dışında olduğunu söyleyerek, bizi jandarmaya yönlendirdi. Hatta jandarmanın değil, direkt olarak komutanın numarasını verdi. Numarayı aradıktan 20 dakika sonra çift kabin bir araçla yaklaşık 10-11 kişiden oluşan bir jandarma ekibi geldi. Başlarında başçavuş vardı. Başçavuş ve askerler burada üzerlerine çelik yelek giydiler. Silahlarını doldurarak, varlığın olduğu yöne doğrulttular. Komutan askerlere, ‘siz burada bekleyin’ dedi ve bir askere el feneri vererek onunla beraber varlığa doğru yöneldi. Varlığa iyi yaklaştıktan sonra onu omzundan tutarak yakaladı. Hızlıca geldikleri çift kabin araca bindirdi. Varlığı araca bindirirlerken ayağının alt kısmını gördük, bembeyazdı. Jandarma varlığı alıp buradan uzaklaştı ve bize konuyla ilgili herhangi bir bilgi vermedi.” 

Katıldığı televizyon programında, 4 kişinin tanıklığı ile yaşanan olayın gerçek olduğuna inandığını ifade eden Haktan Akdoğan, “İlginç deneyimi bir yıldır araştırıyoruz. Tanıkların doğru söylediklerine eminiz. Olay, 2008 yılında yaşanmasına rağmen, tanıklar başlarından geçenleri hala daha aynı heyecanla anlatıp, olayı tekrar tekrar yaşıyorlar. Konuyla ilgili Jandarma Alay Komutanlığı’na başvurduk, fakat bilgi alamadık. Bu bir şeylerin yaşandığını ve örtbas edildiğini gösteriyor.” dedi.

Konuyla ilgili çiftçinin röportajları mevcut ve yorumlarda birçok kişi uzaylılar hakkında bilgi sahibi olmayan yaşlı bir adamın verdiği çarpıcı detaylar sebebiyle doğru söylediğine inandıklarını belirtiyorlar. 

Yine gerçeği asla bilemeyeceğimiz gizemini geçmişten bugüne koruyan vakalardan bahsettik. Peki ya sizin düşünceleriniz nedir? Evrendeki komşularımızla tanışmamıza az kalmış olabilir mi? Bir uzaylı ile tanışma fırsatı bulsaydınız sormak istediğiniz ilk şey ne olurdu? Ha yoksa siz onlara inanmıyor musunuz? O zaman yazımızı Carl Sagan'ın ünlü sözü ile bitirelim. ''Evrende yalnız olduğumuzu düşünmek, okyanustan bir bardak su alıp balinalar yok demekle aynı şey...''

Bir Cevap Yazın

*E-Posta adresiniz gösterilmez.

Oturum Aç

Şifremi Unuttum

İçeriği Şikayet Et