İlginç Bilgiler

İlluminati’nin Geleceği Gösterdiği İddia Edilen Oyun Kartları


Ekim 12, 2023 / 743 Görüntüleme / 0 Yorum

Bilinmezlerin derinliklerinde, teorilerin karanlık köşelerinde, dünyanın kaderini belirleyen gizli güçlerin var olduğuna dair inançlar yüzyıllardır süregelmiştir. Ancak 1990'ların başında, bu karanlık dünyanın kapıları ansızın bir kart oyunu aracılığıyla aralandı.

Bugün sizlere geleceği tahmin ettiği iddia edilen Illuminati: New World Order kartlarından bahsedeceğim.

Adından da anlaşılacağı gibi, gizemli bir örgütün kontrolündeki bir dünyayı tasvir ediyor. Ancak bu sadece bir oyun mu, yoksa gerçek dünyadaki olayları önceden mi tahmin ediyor?

Bu yazımızda, bu gizemli kart oyununun nasıl bir fenomen haline geldiğini, kartların arkasındaki anlamları ve oyunun popüler kültürde nasıl bir yer edindiğini keşfedeceğiz.

Bu Yazımızda Ele Aldığımız Konular:

  • Illuminati Oyun Kartlarının Gizemi
  • Ölüleri Diriltme Projesi
  • Deccal ve Antichrist
  • Lady Gaga’nın Gizemli Klibi
  • Mavi Işık Projesi
  • Sahte Kıyamet Projesi
  • Tanrıyı Kıyamete Zorlama Projesi

Illuminati Kartları Geleceği Biliyor mu?

#1 Illuminati Oyun Kartlarının Gizemi

Illuminati: New World Order (Yeni Dünya Düzeni) Kartları

Illuminati: New World Order isimli kart oyunu, Steve Jackson Games tarafından 1995 yılında piyasaya sürülmüştür. Oyun, İlluminati'nin dünyayı ele geçirme çabalarını temsil ediyor ve bu tema etrafında toplanıyor. Oyunun kartları arasında birçok komplo teorisi, popüler kültür referansı ve toplumsal olayı temsil eden görsel ve yazılar bulunmaktadır. 

Oyun, bazı komplo teorisyenleri arasında çok popülerdir, çünkü bazı kartlarının gerçekte gerçekleşen olayları önceden tahmin ettiği iddia edilir. Tabi planladıkları projeleri kartlarında gösteriyorlar desek daha doğru olur.

Örneğin Terorist Nuke adlı kartın 11 Eylül saldırısını ima ettiği iddiası...

Terorist Nuke Kartı

Terrorist Nuke

Terrorist Nuke adlı kart, bu oyunun kartlarından biridir. Kartta, bir şehir merkezinde büyük bir patlama gösterilmektedir. Kartın tasarımı ve ismi, teröristler tarafından kullanılan bir nükleer silahı ima eder.

Bu kart, özellikle 2001'deki 11 Eylül saldırılarından sonra bazı komplo teorisyenleri tarafından gündeme getirildi. Teorisyenler, bu kartın 11 Eylül saldırılarını yıllar öncesinden tahmin ettiğini veya bu tür bir olayın planlandığını ima ettiğini öne sürdüler.

Pentagon Kartı

Pentagon Kartı

"Pentagon" kartı, Amerika Birleşik Devletleri'nin savunma bakanlığının merkezi olan Pentagon binasını temsil eder. Kartın grafikleri ve metni, Pentagon'un oyun içerisindeki stratejik önemini yansıtmaktadır.

2001'deki 11 Eylül saldırılarından sonra, bazı teorisyenler "Pentagon" kartının, Pentagon'a yapılan saldırıyı önceden haber verdiğini iddia ettiler.

Bildiğiniz üzere 2001'de 11 Eylül'de İki uçak New York'taki Dünya Ticaret Merkezi'nin kulelerine, biri Pentagon'a çarptı ve dördüncü uçak Pennsylvania'da düştü. Bu saldırılar sonucunda yaklaşık 3.000 kişi hayatını kaybetmişti.

Oyununun kartları, 1990'ların ortalarında piyasaya sürüldüğünden bu yana, özellikle internetin yaygınlaşmasıyla birçok komplo teorisiyle ilişkilendirilmiştir. Ancak, oyunun tasarımcısı ve üreticisi olan Steve Jackson, oyunun sadece eğlence amacıyla tasarlandığını ve gerçek dünyadaki olayları önceden tahmin etme ya da yönlendirme amacı taşımadığını belirtti. Ancak, bu açıklamalara rağmen, oyunun kartları hâlâ bazı komplo teorisyenleri için önemli bir referans noktasıdır.

Oyundaki kartlar, çeşitli grupları, etkinlikleri ve olayları temsil ettiği için bazı kartlar komplo teorisyenleri tarafından ilginç ve öngörücü olarak nitelendirilmiştir.

Prenses Diana, Saddam Hussain, Bill Clinton gibi oyunda bizzat ünlü kişilere hitap eden kartlarda mevcut.

Hatta bu oyun kartlarından bir tanesinin Michael Jackson'a hitap ettiği iddia ediliyor.

Kartın adı: Resistance is useless 

Resistance is useless kartı (direnmek işe yaramaz)

Resistance is useless kartı

Adından da anlaşılacağı üzere onlara Direnmenin boşuna olduğunun mesajı veriliyor.

Michael Jackson'ın Illuminati tarafından öldürüldüğünü düşünenler Karttaki kişinin Michael Jackson'a benzetilmesinden kaynaklı olarak bu iddiayı ortaya atıyorlar.

Michael Jackson They Don't Really Care About Us (Onlar Bizi Gerçekten Umursamıyor) adlı şarkısının klibinde Illuminati’ye resmen meydan okumuştu. 

They Don't Really Care About Us

Klipte tek göz simgesinin önüne gelerek;

Will me, thrill me (beni arzula, beni heyecanlandır)

You can never kill me (Beni asla öldüremezsin)

Sözlerini söyleyerek kendisine hizmet etmeye zorlayan örgüte adeta meydan okumuştu.

Bundan ötürü ‘’Direnmek işe yaramaz’’ mesajı Michael Jackson’ın bu örgüt tarafından öldürdüğüne inananlar tarafından Michael’a hitap ettiğine inanılıyor. Fakat Michael Jackson’ın tehlikelerden kaçmak için sahte ölüm yaptığına inananlarda var ve resimdeki kişinin Michael Jackson'la hiçbir benzerliği yok. Özellikle burun yapısı ve kilosu tamamen bambaşka. 

Bu yüzden bence odaklanmamız gereken kart bu değil, bu iki kart olmalı.

Immortality Serum ve A.M.A kartları

Immortality Serum

Immortality Serum ve A.M.A adındaki bu iki kart ölüleri diriltme temasından bahsediyor.

Kartın içeriğinde ileride ölüleri hareket ettirecek bir serumun üretileceği bilgisi veriliyor. Bu serumun adınında Immortality Serum olacağı belirtiliyor. Bu bize Illuminati'nin ölüleri diriltme projesini hatırlatıyor.

İddialara göre İlluminati veya elitler olarak tabir ettiğimiz dünyayı şeytani bir gücün yardımıyla ve emirleriyle yöneten bu grup insanları tek bir inanç ve tek bir sistem altında yönetebilmek adına insanları kendilerine inandıracak özel projeler planlamakta. Bugün sizlere 2 projeden bahsedeceğim. Bunlardan biri Michael Jackson'ı ve öldü sandığımız diğer ünlüleri de ilgilendiriyor olabilir.

#2 Blue Beam Projesi (Mavi Işık Projesi)

Bu projelerden bir tanesi Blue Beam Projesi

Bu teori, hükümetlerin veya büyük küresel örgütlerin, yeni bir dünya düzeni kurmak için gelişmiş holografik teknoloji kullanarak yapay bir ilahi çağrı veya uzaylı istilası sahneleyeceğini öne sürer. Blue Beam Projesi'nin dört aşaması olduğu iddia edilmektedir.

İlk aşamada, yeni gerçekleşecek arkeolojik keşiflerin, tüm büyük dünya dinlerinin aslında yalan olduğunu ortaya koymak için sahte olarak tasarlandığı iddia edilir.

İkinci aşama ise holografik lazerlerin, dünyanın dört bir yanında gökyüzünde gerçek gibi görünen 3D hologramlar oluşturarak, her kültürün tanrılarını, Mesihlerini ve dinlerini temsil eden figürlerin belirmesini sağlayacağı iddia edilir.

Üçüncü aşamada ise dünya genelinde her bireyin kafasına doğrudan iletilen, tanrı veya Mesih olarak algılanabilecek seslerin ve düşüncelerin yer aldığı iddia edilir. 

Uydu teknolojisi kullanılarak, dünya genelinde her bireyin kafasına doğrudan sesler ve düşünceler gönderilmesi planlanır. Bu iletişimin, dünya nüfusunu kontrol etmek için kullanılacağı öne sürülmektedir. 

Dördüncü ve son aşamada ise teknolojik ve doğaüstü fenomenler kullanılarak kıyamet benzeri olayların sahnelenmesi beklenir.

Yani bu aşamada insanların ruhsal ve fiziksel acıyla ele geçirileceği ve yepyeni bir dünya düzeninin kurulacağı iddia edilir.

Yani, hologramları kullanıp gözümüzü, frekansları kullanıp kulağımızı ve belki de son aşamada onlara hizmet eden kötü iblisleri üzerimize gönderip acı çekmemizi sağlayarak hislerimizi de inandırmaya çalışacaklar.

Her ülkenin ve milletin inandığı dini figürler, önemli bireyler ve peygamberlerin holografik halini gökyüzünde gösterecekler ve bu kişileri konuşturarak Tanrının son bir din gönderdiğini herkesin tek bir din ve sistem altında toplanması gerektiğini söyleyerek algılarımızla oynayacaklar.

Blue Beam Projesi teorisi, 1990'larda Kanadalı gazeteci Serge Monast tarafından yayılmıştır. Monast, bu projenin 1983'ten beri var olduğunu ve 1990'ların sonlarına doğru tam anlamıyla devreye gireceğini iddia etti. Ancak bu tarihler geldiğinde herhangi bir Blue Beam etkinliği gerçekleşmedi.

#3 Ölüleri Dirilme Projesi

İkinci proje ise bu örgütün yüzyıllar önce planladığı bir senaryo. Ölüleri diriltme projesi!

İddiaya göre Illuminati veya elitler adı verilen dünyayı yönettiği düşünülen bu grup, öldü sandığımız ünlü kişileri ortaya çıkarıp dirilttiklerini iddia edecekler.

Tabi bunun öncesinde bunu gerçekleştirecek kişiyi de hazırlayacaklar. Peki ölüleri diriltecek bu kişi kim olacak?

#4 Deccal veya Antichrist İhtimali

Bu İslam aleminin beklediği deccal adı verilen kıyamete yakın bir zamanda gelecek ve insanları kendisinin tanrı veya bir peygamber olduğuna inandırmak için uğraşacağına inandığı şeytani kişi olabilir.

Bu kişi hemen hemen tüm dini inanışlarda beklenen sahte Mesih veya sahte tanrı olabilir mi?

İnanışa göre bu varlık kıyamete yakın bir zamanda çıkacak ve kendisinin önce peygamber sonra da tanrı olduğunu söyleyip inananların büyük bir sınavı olacak.

Kötülüğe hizmet edecek bu varlık İslam'a göre büyük bir fitne ve sınav olarak tanımlanır. Deccal'in ortaya çıkışı, insanları imanları konusunda sınamak için bir vesile olarak görülür.

Deccal'le ilgili islam peygamberi Hz. Muhammed’in (SAV) anlatılarında, onun birçok mucize gibi yeteneklere sahip olacağı, fakat bu yeteneklerin Allah'ın izniyle ortaya çıkacağı belirtilir. 

Deccal'ın bu yetenekleriyle insanları imanlarından saptırmaya çalışacağı, ancak gerçek inananların onun fitnesinden korunacağı ifade edilir.

Deccal ile savaşmak için ise Allah'ın Hz. İsa'yı tekrar dünyaya göndereceğine inanılır.

Hristiyan inancına göre sahte Mesih

Hristiyanlık inancına göre ise Deccal kavramına tam anlamıyla denk gelen bir figür "Antichrist" olarak bilinir. 

Antichrist kavramı, Yeni Ahit'te, özellikle Yuhanna'nın mektuplarında ve Vahiy kitabında yer alır.

Ancak bu terimin anlamı ve nasıl bir figürü temsil ettiği konusunda tarih boyunca birçok yorum ve teori üretilmiştir.

Vahiy kitabında "Antichrist" terimi doğrudan kullanılmaz, ancak birçok Hristiyan, burada bahsedilen "yaratık" veya "Canavar'ın’’ Antichrist olduğuna inanır. Bu canavarın, son günlerde ortaya çıkacağı ve büyük bir aldatma ve zulüm dönemine neden olacağı öne sürülür. 

Tarih boyunca, bazı Hristiyan teologlar ve yazarlar Antikrist'in gerçek bir kişi olacağını savunmuştur.

Sonuç olarak, Hristiyanlıkta "Antichrist" kavramı, İslam'daki "Deccal" kavramına benzer bir figürü temsil eder. Her iki kavram da son zamanlarda ortaya çıkacak, birçok insanı aldatacak ve dini inançları sınayacak bir figürle ilişkilendirilir.

İslam peygamberi Hz. Muhammed SAV ölümüne yakın bir zamanda kendisine inanlara seslenmiş ve Deccal'ı şu sözlerle tanımlamıştır: 

 ''Sizin adınıza Deccâl’den başka şeylerden daha çok korkuyorum. Şayet Deccâl ben aranızdayken çıkarsa, onun oyununu bozar, delillerini çürütürüm. Ama eğer ben aranızdan ayrıldıktan sonra çıkarsa, artık herkes kendini ona karşı savunup korumalıdır. Zaten Allah Teâlâ mü’minleri onun kötülüklerinden koruyacaktır. 

Deccâl kıvırcık saçlı, patlak gözlü, bir gençtir. Sizden onu gören Kehf sûresinin baş (ve son) tarafından onar âyet okusun. O Şam ile Irak arasındaki bir yerden çıkacak. Sağa sola her yana kötülüğünü yayacaktır. Ey Allah’ın kulları, imanınızı koruyup direnin!”

Hz. Muhammed SAV, Deccâli “Bir gözü kördür; Kıyametten önce ortaya çıkacak en büyük fitnedir” gibi sözlerle tanımlayarak onun ne dehşetli bir belâ olduğunu belirtti.

Peki bu şeytani tarikatın ölüleri diriltme projesinde kullanacağı kişi gerçekten Deccal mı olacak?

İnanışa göre Deccal'ın gerçektende ölüleri diriltme yeteneği olacak. Yani Deccal'ın ölüleri diriltmek için sahte bir kurguya ihtiyacı olmayacak ve sadece ünlüleri değil normal halkın ölmüş olan ailelerini de diriltecek. Böylelikle kendisinin tanrı olduğunu ilan edecek. 

Fakat iddia edilen projede ise sahte ölüm yapmış olan ünlülerin sözde bu projeye zorla dahil edildiği ve diriltildikleri iddiasında bulunulacak.

Bu örgütle bağdaştırılan isimlerden biri olan ünlü şarkıcı Lady Gaga’nın 23 Mart 2014 tarihinde yayınladığı G.U.Y adlı klibinin 5:28 dakikasında konu ile ilgili çarpıcı bir mesaj veriliyor.

#5 Lady Gaga'nın Ölüleri Dirilttiği Klibi

Belirttiğim dakikada Lady Gaga ve bir kişinin birlikte 4 adet tabutun başında bir bilgisayar ile beklediğini görebilirsiniz. 

Lady Gaga'nın ölüleri dirilttiği klibi

Bilgisayarın kabloları bu 4 tabuta bağlanmış ve birdenbire 3 tabuttan birileri doğruluyor. Yani diriliyor. Bu kişiler Hz. İsa, Gandhi ve Michael Jackson oluyor. 1 tabutta ayrıca boş bırakılmış kimin dirildiği gösterilmiyor. Lady Gaga bu klipte bize neyi ima etmeye çalışıyor?

Michael Jackson'ın ölümünün illuminati ile alakası var mı?

Peki böyle bir şey olabilir mi? Eğer mantıklı düşünürsek böyle bir şeyin mümkün olmayacağını anlayabiliriz. En azından Michael Jackson, Tupac Shakur, Elvis Presley gibi sahte ölüm haberleri ve delilleri ayyuka çıkmış yani herkes tarafından duyulmuş bir ismi ''biz dirilttik'' diyerek ortaya çıkaramayacakları kesin.

Böyle bir proje varsa bile bu isimler sahte ölüm haberleri duyulan isimler olamaz. Öldüğünden kesin olarak emin olduğumuz kişiler kullanılabilir. Ama yine de sahte ölüm olgusunu duyan insanların çoğu buna inanmayacaktır. 

Peki ya örneğin Elvis Presley'i 42 yaşındaki haliyle ortaya çıkarırlarsa? 

O zamanda insanlar bunun bir klon olabileceğine inanacaktır.

Yine de birtakım insanlar dirildiklerine inanabilir fakat hedefleri eğer büyük bir çoğunluksa bu projenin başarısız olacağı açık ve nettir ve mantıklı düşünürsek bu kişinin Deccal olarak adlandırılan kişinin olmayacağı da aşikardır. Eğer gerçekten varlığına inanılan bu kişi gelirse ölüleri gerçekten diriltecek.

Yani kısacası yıllardır komplo teorisi olarak öne sürülen bu iddia bana göre mantık dışı.

Deccal gibi gerçek bir yeteneği olmayan, kurgusal olarak süslenmiş bir kişi böyle bir planı teknoloji çağında yürütemeyecektir. Bu yüzden böyle bir projeye girişmek onların adına oldukça riskli gözüküyor.

Blue Beam projesi ise tam anlatıldığı şekliyle çok zor bir ihtimal gibi gözüküyor. 

Bu elit grubun sahte veya gerçek bir kıyamete hazırlık yaptığını düşünmekle birlikte yapacakları eylemlerin tam olarak iddia edilen senaryo gibi olmayacağını da düşünmekteyim.

Fakat nüfusu azaltmak ve azalan nüfusun kontrolünü rahat bir şekilde sağlamak için uğraştıklarına çoğu insan tarafından inanıldığını biliyoruz.

Şimdi size sahte kıyamet teorisinden bahsetmek istiyorum.

#6 Sahte Kıyamet Projesi

‘’Sahte kıyamet" veya "sahte bayrak kıyameti" teorisi, genellikle komplo teorileri içerisinde ele alınan ve bazı güçlerin ya da elitlerin, dünya nüfusunu azaltmak ve kontrol altına almak amacıyla kıyamet benzeri bir olayı sahte olarak sahneye koyabileceğini ileri süren iddiadır.

Bu tür teorilere göre, bu sahte kıyamet olayı, halkın tepkisini belirli bir yönde manipüle etmek, korku ve panik yaratmak, belirli bir düzenin ya da kontrolün kabul edilmesini sağlamak gibi amaçlara hizmet edebilir.

Mesela yapay bir uzaylı istilası yaparak veya büyük ölçekli yapay felaketler oluşturarak veya Blue Beam gibi bir projeyle sahte bir kıyamet ortamı oluşturup dünya nüfusunu 1 milyona kadar indirmek isteyen 200.000 kişilik elit bir grubun varlığı teoriler arasında yer alıyor.

Peki tüm bu kötülüğün ve şeytani planların arkasında bambaşka bir sebep olabilir mi? Sahte kıyamet projesini birileri gerçek yaratıcıyı kızdırmak için planlıyor olabilir mi?

#7 Tanrıyı Kıyamete Zorlama Projesi (Evangelizm)

Tanrı'yı Kıyamete Zorlama" konsepti, özellikle bazı Evangelist ve Hristiyan fundamentalist kesimlerde, günümüzde yaşanan olayların ve bu kesimlerin desteklediği politikaların, Kutsal Kitap'ta (özellikle Vahiy kitabında) öngörülen kıyamet alametlerinin gerçekleşmesini hızlandırmak amacıyla yapılması gerektiği inancına dayanır.

Bu inanca sahip olan bazı Hristiyanlar, İsrail'in kurulması, Kudüs'teki bazı kutsal yerlerin kontrol altına alınması, Üçüncü Tapınağın inşası gibi olayların, Mesih'in dönüşünü ve Kıyamet'in gerçekleşmesini hızlandıracağına inanırlar. Bu nedenle, bu tür olayları desteklemek ve bu alametlerin gerçekleşmesi için çaba göstermek, onlar için dini bir görev olarak görülür.

Yani kısacası kıyamet alametlerini bir bir hızlı bir şekilde gerçekleştirip Hz. İsa'nın dönüşünü hızlandırmak istiyorlar.

Bu inanç, Ortadoğu politikaları, İsrail devletinin desteklenmesi ve bazı uluslararası olaylara müdahalede bulunulması gibi politik hareketlerde de etkili olmuştur, özellikle Amerika'da. Ancak bu görüş, tüm Evangelistler veya Hristiyanlar arasında kabul görmüş bir anlayış değildir ve sadece belirli bir kesim tarafından benimsenmektedir.

Özellikle Batı'daki bazı dini ve politik hareketlerin bu inanca dayanarak aldığı kararlar, uluslararası ilişkiler ve politikalar üzerinde etkili olmuştur.

Peki yaratıcıyı kıyamete zorlamak ne derece mantıklı olabilir? Sonsuz güce sahip olan yüce bir varlığa karşı, sınırlı akıllarıyla oyun oynayacaklarını, onu sinirlendirip planlarını değiştireceklerini, ona tuzak kuracaklarını sanmak, sonsuzluğun karşısında insanoğlunun kibrinin sınırlarını ne kadar zorlayabileceğinin bir göstergesi değil midir?

İslam, Hristiyanlık ve Yahudilik gibi birçok dinde son zamanların bir işareti olarak kabul edilen bir figür olduğu için, bu karakter veya konsept etrafında birçok film, dizi ve edebi eser oluşturulmuştur.

The Omen (Kehanet): 1976 yapımı bu korku filmi, doğumuyla birlikte kötülüğü beraberinde getiren Damien adlı bir çocuğun etrafında döner. Damien, birçokları tarafından Antichrist olarak kabul edilir.

Rosemary's Baby (Rosemary'nin Bebeği): Roman Polanski'nin yönettiği bu 1968 yapımı klasik film, bir kadının Antichrist'in çocuğunu taşıdığına dair korkularını konu alır.

Left Behind (Arkanda Kalanlar): Bu kitap serisi ve sonrasında yapılan film adaptasyonları, Antichrist'in yükselişi ve Hristiyanların Arınma dönemini konu alır.

American Horror Story: Apocalypse: Bu dizi, Antichrist figürü Michael Langdon'ın yükselişini ve onunla ilgili karanlık olayları konu alır.

Antichrist: Lars von Trier'in yönettiği bu 2009 yapımı film, ismiyle doğrudan ilişkilendirilse de, filmde doğrudan Antichrist hikayesi anlatılmaz. Bunun yerine, film, bir çiftin yaşadığı trajik bir olayın ardından yaşadığı travmayı ve karanlık olayları konu alır.

Good Omens: Neil Gaiman ve Terry Pratchett'in yazdığı bu kitap ve sonrasında yapılan dizi adaptasyonu, kıyametin yaklaşmasını ve Antichrist'in doğumunu mizahi bir şekilde ele alır.

Ayrıca Türk yapımı olan korku film serisi ‘’Deccal’’ da bu konuyu ele alır.

Sınırsız bir güce meydan okumak, kum taneciklerinin okyanusu durduracağını düşünmesi gibi değil midir? Belki de gerçek güç, sonsuz bir güce meydan okumakta değil, kendi içimizdeki sınırlamaları kabullenip, onunla uyum içinde ve sevgiyle yaşamakta yatıyordur...

Gizemle kalın, sevgiyle kalın, hoşça kalın... 

Deccal veya Antichrist adlı varlık hakkında daha detaylı bir yazı istiyorsanız yazımızı beğenmeyi ve yorum bırakmayı unutmayınız. 

Bir Cevap Yazın

*E-Posta adresiniz gösterilmez.

Oturum Aç

Şifremi Unuttum

İçeriği Şikayet Et