İlginç Bilgiler

Navajo Kabilesi ve Skinwalker Çiftliği - Bölüm II


Ekim 05, 2022 / 2048 Görüntüleme / 0 Yorum

Bir önceki bölümümüzde Navajo kabilesi ve gizemli Skinwalker Çiftliğinin bağlantısını, çiftlikte yaşayan ailelerin başlarına gelenleri işlemiş, Skinwalker çiftliğinin en son ziyaretçileri Sherman çiftinde kalmıştık. İlk bölümü okumayanlar buradan ulaşabilir.

Bu bölümde Sherman çiftinin haklılığının ortaya çıkıp çıkmadığını ve çiftlikte kaybolduğu söylenilen belgeselcinin hikayesini anlatacağız. Kahveleriniz hazırsa başlayalım...

Bölüm I'in Devamı

1996 yılı sessiz sedasız geçtiği için herkes Sherman çiftinin yalancı olduğunu düşünmeye başlamıştı. Ama tarih, ‘gerçeklerin er ya da geç ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu vardır’ sözünün doğruluğunu Bigelow ve ekibine göstermek üzereydi...

1997 yılı da sessiz başlamıştı, lakin tarihler 9 Mart’ı gösterdiğinde çiftlik sessizliğini bozmuştu.

Gwen Sherman yaşanan olaylardan sonra çiftliğe uzun bir süre uğramamıştı ancak o gün eşi Terry’nin hayvanları etiketlemesine yardım etmek için çiftliğe geldi. Birlikte iş yaparken onların yanında duran bekçi köpeği aniden çılgına dönerek çiftlik evine doğru havlamaya başladı. Terry ve Gwen şaşkınlıkla köpeğin havladığı yere doğru baktıklarında ilk etiketledikleri buzağının annesinin sanki bir güç tarafından kontrol ediliyormuşçasına ileri geri topalladığını gördüler. Buzağının yanına vardıklarında buzağının cansız bir şekilde yattığını gördüler. Buzağının tüm karın boşluğu ve iç organları görünmez bir güç tarafından çıkarılmış, geriye sadece göğüs kafesinin bir kısmı, başı ve omurgası kalmıştı. Buzağının etiketlenen kulağı da koparılmıştı. İlginç olan ise hayvanın yattığı çimlerde hiçbir kan izinin olmamasıydı. Olay güpegündüz yine Terry ve Gwen çiftinin yakınında olmuştu. Bu kadar kısa bir sürede hayvandan 27 kilo nasıl çıkarılmıştı?

Skinwalker Çiftliği hakkındaki belgeselden kareler

NIDS ekibindeki veteriner hekim hayvanın bedenini incelediğinde kesiklerin temiz ve keskin olduğunu doğadaki hiçbir hayvanın bunu yapamayacağını söyledi. Peki bunu kim yapmıştı? Çiftlikte gezinen sinsi bir şey vardı...

12 Mart 1997

Olaydan 3 gün sonra gece saat 11’de ekibin eğitimli köpekleri biranda meranın uzak tarafındaki bir şeye ulumaya ve havlamaya başladılar. Terry ve ekip o sırada gözlem karavanının içinde oturduğu için hemen 4x4 arabaya binerek olay yerine hızlıca ilerlemeye başlamışlardı. Olay yerine ulaştıklarında uzaktaki bir ağacın üzerinde duran bir çift sarı gözün onlara baktığını gördüler.

Terry hemen tüfeğinin dürbünüyle ağaçtaki varlığın ana hatlarını görmeye çalışmıştı. Sinirlerine hâkim olamayan Terry ‘’Başka bir buzağıyı almasına izin vermeyeceğim!’’ diyerek tüfeği varlığın üzerine doğrulttu. Ama varlık tepkisizdi ve korkmuyordu. Sadece Terry’e doğru bakıyordu. 

Gözler ortadan kayboldu ve dallardan aşağı doğru düşen dev bir şeyin sesi duyuldu. Bunun üzerine Terry ve ekip varlığın üzerinde durduğu ağacın altına koşmuştu. Fakat ağacın altında ne bir iz ne de bir delil vardı. Birkaç saniye sonra Terry onu görüyorum diye bağırarak yaklaşık 5 metre uzaklıkta olan varlığı gösterdi. NIDS ekibi varlığa doğru koşup onu yakalamaya çalıştılar ama başarısız oldular. Gördükleri şey bir köpeğe benziyordu ama köpekten farklıydı. Çünkü bu varlık iki ayaklıydı! Ekip bu varlığı 1 saat aramasına rağmen bulamadı. Buldukları tek şey varlığa ait 2 büyük ayak iziydi. Büyüklüğü yaklaşık 35 cm uzunluğunda ve büyük pençe girintilerine sahip olan bu izler ekibi şoke etmişti. Mart ayı başka bir olay yaşanmadan sonlandı. Fakat bekçi köpekleri ve diğer hayvanlar garip hareketlerine devam ediyordu. Sanki bölgede gezen yırtıcı bir yaratığı hissediyorlardı.

1 Nisan’da yine bir buzağı kayboldu. 2 Nisan’da ise oldukça garip bir olay gerçekleşti.

2 Nisan 1997

Terry’nin çiftliğe beslemek için getirdiği 4 boğa çitlerin içerisindeyken bir anda ortadan kayboldu. Büyük bir telaşla elinde kalan bu son 4 boğayı arayan Terry, boğalarını yıllardır kullanılmamış olan eski bir römorkun içinde buldu. Bu küçücük alanda sanki hipnoz olmuşçasına sessizce bekliyorlardı. Terry’nin gelmesi ile biranda hipnozdan çıkmışlardı. NIDS ekibi gelip römorku incelediğinde boğaların 1 tanesini bile böylesine dar bir alana sokmanın oldukça zor olduğunu ve bunun saatler alabileceğini belirttiler. Ayrıca römorkta yüksek oranda manyetize tespit ettiler. NIDS ekibi böylelikle çiftlikteki manyetik anormalliği fark etmiş oldu.

Nisan ayının sonlarına gelindiğinde ekipteki biyokimyacı çiftlikteki bazı garip izleri araştırırken çevreden garip bir misk kokusunun geldiğini farketti. Tüyleri diken diken olmuştu. Çünkü bir varlığın onu izlediğini hissetti. Fakat varlık ortalıkta gözükmüyordu. Bunun bilinçaltı ürünü olduğunu düşünerek işine devam etti. Arkadaşına durumu aktardığında arkadaşı da aynı hislerin ondada yaşandığını söyledi. Garip kokuyu o da almıştı. Ayrıca pusulasının anlık olarak saçmaladığını ve kokunun geldiği yönü gösterdiğini iddia etti. Bu olaylar asıl filmin fragmanı bile sayılmazdı...

Ağustos, 1997

Ağustos ayına geldiğimizde bu zamana kadar yaşanan en dehşet olaylardan biri yaşanmıştı.

Gece saat 3 sularında Mike ve Jim adındaki 2 ekip üyesi çiftliğin tam ortasını gösteren bir tepeye tırmanmış bilimsel alet ve sensörlerle bölgeyi izlemeye başlamışlardı. Ama yaklaşık 3 saat bölgeyi izlemelerine rağmen herhangi bir aktivite gözlemleyememişlerdi. Tam vazgeçecekleri sırada ise yaklaşık 150 metre ilerdeki bir otlakta garip bir ışığın belirdiğini gördüler. Işığın geldiği noktaya baktıklarında bu ışığın yavaşça büyüdüğünü ve onun aslında bir portal olduğunu fark ettiler. Dikkatlice baktıklarındaysa portalın diğer tarafından emekleyerek çiftlik tarafına doğru sürünen kocaman siyah bir silüetin olduğunu gördüler. Bu silüet portaldan çıkar çıkmaz büyük bir hızla yakınlardaki ağaçlık bir alana koşup gözden kaybolmuştu. Bu sırada çevreyi yine o garip misk kokusu kaplamıştı. Bu şeyler Sherman çiftinin anlattığı gibi korkutucu ve gizemliydi. Sığır sakatlanmaları, uçan cisimler, tuhaf kokular, başka yerlere açılan portallar, yer altından gelen korkutucu sesler ve gizemli yaratıklara şahit olan ekip, Sherman çiftinin yalancı olmadığını kendi gözleriyle görmüşlerdi. Yani Sherman çifti haklı çıkmıştı. Peki ya bu portal nereye açılıyordu? Skinwalker çiftliği başka bir boyuta açılan bir yer miydi? 

1998 yılının ortalarından sonra çiftlikteki olaylar iyice azalmış 2004 yılında ise durma noktasına gelmişti. Ekip 2004 yılına kadar çiftlikte kalmış, 2004 yılında organizasyonun kapatılması nedeniyle çiftliği terk etmek zorunda kalmışlardı. Gözlemledikleri birçok şeye rağmen çiftlikte yaşanan paranormal olayların sebebini asla çözemediler. Gözlemledikleri bazı olayları kayıt altına almayı başaran ekip görüntüleri ‘Hunt for the Skinwalker’ adındaki belgeselde sundular. Ancak kayıtların çoğu gece olmasından ötürü görüntüler net değildi. Görüntü çekmeye kalkıştıklarında ekipmanlarda beklenmedik arızalar çıkıyordu. Çiftliğe musallat olan her neyse kayıt yapmalarına her zaman engel olmaya çalışmıştı. Bigelow çiftliği mesken tutmuş varlıkların, zeki yaşam formları olduğunu düşündüğünü dile getirdi. 

Hunt for the Skinwalker Belgeseli

1998’de olayların aktifliği bitmişti. 2004 yılında neredeyse sonlanmış gibi gözüküyordu fakat 2010 yılında çok farklı bir iddia atıldı ortaya...

KAYIP BELGESELCİ JACOPRUNDELS’İN AKIBETİ- 2010

Tarihlerimiz 2010 yılını gösteriyordu. Skinwalker adına yapılan belgeseller, haberler, makalelerden sonra bir film de yapılmıştı. Filmin iddiasına göre Skinwalker’a çekim yapmaya giden Jacop Rundels adındaki belgeselci ardında hiçbir iz bırakmadan ortadan kaybolmuştu.

İddiaya göre Skinwalker'da yaşayan bir çiftçi, çiftlikte Cody adındaki oğlunun 10. yaş gününü kutlamaya hazırlanıyordu. 

Fakat hazırlık esnasında ansızın ortaya çıkan büyük bir mavi ışığın içerisinde Cody'nin ortadan kaybolduğuna şahit oldu. 

Bunun üzerine olayı araştırmak ve raporlamak için uzmanlardan oluşan bir ekip görevlendirildi ve çiftliğe Modern Savunma Kurumu yani (MDE) ekibi geldi.

MDE'ye ait gizli kayıtlar gazeteci Jacob Rundels'in özel mülkü içerisinde bulundu. 

Gazeteci ve belgeselci olan Jacob Rundels iddiaya göre 2013 senesinin Ocak ayında Skinwalker çiftliğine gitmiş ve aniden açıklanamayan bir biçimde ortadan kaybolmuştu.

Bu hikâye 2013 yapımı olan ‘Skinwalker Ranch’ filmine ait. Film gerçek olaylardan esinlendiğini söylüyor ve Jacob diye bir kişinin gerçekten de çiftlikte kaybolduğunu iddia ediyor. Buna delil olarak da bir gazete haberi yayınlıyorlar. Haberde şunlar yazıyor: 

 Utah'ta paranormal bir çiftlik hakkında belgesel çeken Amerikalı bir film yapımcısı hala kayıp. 54 yaşındaki Jacob Rundels, Kızılderili efsanesinin Skinwalkerları hakkında bir belgesel çekerken ortadan kayboldu.

Arabası, 18 Ocak'tan beri çekim yapılan çiftliğe park edilmiş. Arama kurtarma, bir helikopter ve çok sayıda gönüllü, polisin zorlu olarak nitelendirdiği bölgede arama yapıyor.

Jacob Rundels, yaklaşık beş fit on inç boyunda ve yaklaşık 180 pound ağırlığında beyaz bir erkek olarak tanımlanıyor. Orta yapılı ve kısa kirli sarı saçları var. 

Bilgi sahibi olan herkesin 555-5244 numaralı telefondan Utah Eyalet Polisi ile iletişime geçmesi veya 911'i araması isteniyor.

Jacob Rundels'in gazete haberi

Yani iddiaya göre 54 yaşında ki Jacob belgesel çekme amacıyla Skinwalker çiftliğine gitmiş ve kendisinden bir daha haber alınamamıştı.

Jacob'ın kızı Jen ise Twitter'da bir hesap açıp babasıyla olan fotoğrafını yükledi ve altına şu notu düştü: Me and my dad before his disappearance (Ben ve Babam kaybolmadan önce)

Jacob Rundels'ın kızının paylaştığı fotoğraf

Ayrıca Jen Twitter profilinde, görevinin babasını kurtarmak olduğunu, gerçeği bildiği halde saklayan 2 kişinin olduğunu ve bunları açıklayacağını belirtiyor.

Evet bilgilere göre son yüz sene içerisinde Skinwalker topraklarında 4000’den fazla kişi iz bırakmadan ortadan kaybolmuştur ve dünyanın hiçbir bölgesinde bu kadar fazla kayıp vakası yaşanmamıştır.  Peki Jacob olayı sizce gerçek miydi veya bir PR çalışması mıydı?

Bu olay gerçek olsa da olmasa da Skinwalker 90’lı yıllarda yaşanılanlar nedeniyle her zaman gizemli bir bilmece olarak akıllarımızda yerini almaya devam edecek. Bilmeceyi belki hiçbir zaman çözemeyeceğiz ama aklımızda hep o soru var olacak. Skinwalker çiftliği farklı boyutlardaki varlıkların bir zaman geçiti miydi?

Bir sonra ki gizemde buluşmak üzere. Hadi şimdi Shermanlar gibi hayatlarımıza, hiçbir şey olmamış, bu olayı hiç duymamış gibi devam edelim. Ne de olsa hayat devam ediyor değil mi?

Bir Cevap Yazın

*E-Posta adresiniz gösterilmez.

Oturum Aç

Şifremi Unuttum

İçeriği Şikayet Et