Herkese merhabalar!
Haftasonuna yaklaşırken tatlı iştahınızı kabartmak için overlok makinacınız ayağınıza geldi :D
Bugünkü şanslı tatlımız ekler. Yemek tarihçilerine göre ekler 19. yüzyılın başlarında Fransa'da ortaya çıkıyor ve Fransız kraliyet pasta şefi olan Marie-Antoine Carême tarafından icat edildiğine inanılıyor. 1850'ye kadar "Pain à la Duchesse" veya "Petite Duchesse" olarak adlandırılan ekler, daha sonra fransızca şimşek çakması anlamına gelen ‘eclair’e dönüşür. Peki neden bu kelime seçilmiş? Çünkü şimşek çakması nasıl bir anda olup bitiyorsa ekler de ağza atılıp hemen yenen bir yiyecek olduğu için Fransız zatlar bu isme karar vermişler. Bize de saygı duymak düşer :)
Madem popüler, Paris'e gelmişken ekler yemeden olmaz dedik, ve saat 3 gibi eklercinin yolunu tuttuk. Denediğimiz ekler yerinin adı: L'Éclair de Génie.

İçerisi küçük ama görsel olarak müthiş eklerler var.

Gönül isterdi hepsini tatmak ama akşam yemeği yiyemeyiz diye sadece 2 tanesini tatmaya karar verdik. Önce birer tane take-away kahve aldık ve oturma yeri olmadığı için dedik hadi gidelim Louvre müzesi'nin önündeki oturma yerlerinde yiyelim. Çok da doğru bir karar vermişiz :)

Denediklerimizden biri çikolatalı diğeri ise fıstıklı&cevizli idi. Adlarını aşağıda belirttim.


Tatlarına gelince.. Anlatmaya gerek yok, görüyorsunuz. Çok çok başarılı. Fransa'ya gittiğinizde mutlaka tadın, tattırın!
Eklerlerimizi bitirince sıra Louvre Müzesi'ni gezmeye geldi. Giriş 15 Euro (kurlar coştuğu için 150tl'den fazla oluyor, şaka gibi). Neyse aman Ali Rıza bey ağzımızın tadı kaçmasın diyor ve konuya geri dönüyorum.
Louvre Müzesi'nin içerisi birçok sanatçının ünlü resimleriyle dolu.

Fotoğraf çekilebiliyorsunuz tablolarla, ama pandemi dolayısıyla maskenizi çıkarmak yasak. Yukarılara çıkıyorsunuz, sağa dönüyorsunuz. Ve karşınızda Mona Lisa.. Mona hanımı görmek için sizi sıraya sokuyorlar. Sıradan ilerliyorsunuz ve sonunda onu camlar arkasında görebiliyorsunuz.

Mona Lisa tablosu bildiğiniz üzere oldukça popüler bir tablo. Leonardo Da Vinci'nin muhteşem bir eseri. Tabloyu yıllarca yanında taşıyıp gittiği her yere götürüyor. Asıl amacı mükemmelliğe bu resim ile ulaşmak. Peki ulaşabilmiş mi? Resmi hiç bir zaman bitiremediğini düşünürsek ulaşamamış bizce. Ömrünün sonuna kadar hep tabloda bir şeyleri değiştirmiş.
Ben şahsi olarak peki neden Louvre Müzesi'nde sergilendiğini merak ettim. Buyurun cevabı:
Leonardo da Vinci 2 Mayıs 1519'da Fransa'nın Amboise kentinde rahmetli olduktan sonra tablo asistanı (bazı yerlerde gizli sevgilisi olarak geçiyor) Salai tarafından Fransa Kralı I. Francis'e 4000 altın karşılığında satılıyor. Kral Francis onu Fontainebleau'daki Saray'da tutuyor ve burada Kral Louis XIV tabloyu Versay Sarayı'na taşıyana kadar kalıyor. Fransız Devrimi'nin ardından 1797'de Louvre'a taşınıyor ve o yıldan beri de Louvre müzesinde sergilenmekte.
Mona Lisa, dünyanın en değerli tablolarından biri ve kopyaları bile inanılmaz paralara koleksiyonculara satılmakta.
Peki Mona Lisa'yı bu kadar eşsiz ve değerli yapan ne? Bir sonraki yazımızda buna değineceğiz.
Stay tuned for our next writing diyor ve ‘Leclair de Genie ve Louvre Müzesi’ yazımızın sonuna geliyoruz.
Sevgiyle kalın.. :)