Okuyanlar Anlatıyor

Critical Essay ne kadar kritik?


Marie Jaroussky / Eylül 10, 2021 / 823 Görüntüleme / 0 Yorum

   Aslında bu 3 aydır yazmak istediğim bir yazı ama zihni çok dolu olduğunda insan kayboluyor. Üretkenliğini, odaklanma kabiliyetini kaybetmek benim gibi biri için kocaman bir kabus. Nihayet beynim fazla düşünmekten uyuştu. Bir süredir kronik olarak açık kalan sekmeleri, nasıl olduğunu anlamadan birden bire kapattım. Sanıyorum ki bu modern insanlığın geliştirdiği evrimsel bir tür adaptasyon. Zira artık dinazorlardan en hızlı kaçan değil, düşünebilen hayatta kalıyor. Konudan bağımsız başladım ama bu benim yazım olduğuna göre sanırım istediğim gibi başlama hakkı da otomatik olarak doğuyor. Admine selamlar. :) Anyways, thanks for reading my bla bla bitchez. Let’s get started then. 

   Türkiye’de eğitim aldıysanız ve critical essay’in ne demek olduğunu, nasıl yazıldığını biliyorsanız şanslısınız. Ben o şanslı insanlardan değildim. Yüksek lisansın ilk dönemiydi. Core modüllerden biri olan “Fundamentals of Women and Children’s Health” dersini geçmem için yapmam gereken 3 şey vardı: makale sunumu, critial essay ve bir sınav. Sunumu bir önceki yazımda anlatmıştım. Gelelim critical essaye. Hoca şöyle başladı; “Üzerine yazmak istediğiniz herhangi bir konuyu seçip makalenizi yazabilirsiniz, min 8000 kelime olmalı, ne yapmanız gerektiğini kılavuzda detaylı olarak okuyabilirsiniz.” Soruyorum size a dostlar, hangi Türk genci kullanım kılavuzunu okur? 8000 kelime: check, istediğim bir konu: check,  paraphrase yapıp bir makale yazacağım işte dedim. 

   Hala masterda öğrendiğim en ilgi çekici şey olan, hatta doktoramı yapmak istediğim konuyu seçtim: gelişimsel programlama. O zaman hemen bir parantez açıp biraz konudan bahsetmek isterim. Zaten bunun yeri gelince benim susmamın imkanı yok. Gelişimsel programlama teorisi şunu der; fetüs anne karnında dış ortama uygun olarak doğabilmek için bazı adaptasyonlar geliştirir. Bu adaptasyonlar fetüsün hayatta kalma şansını artırmak için vardır fakat rahim içi ortam dış ortama uyum sağlamazsa veya yine rahim içi ortam optimal koşullarda değilse durum deep shit bir hale gelir. Kendi alanımdan bir örnek verip parantezi kapatayım; anne kötü beslenirse fetüsün beyni başta olmak üzere çoğu organında kalıcı hasarlar meydana gelir. Tabiri caizse fetüs hasarlı doğacaktır ve ileride pek çok hastalığa yatkın hale gelecektir. Muazzam konu, her şey muazzam. Başladım yazmaya ama konu derinleştikçe fark ettim ki benim mini mini genetik bilgim ne olup ne bittiğini detaylı olarak anlayıp üzerinde yazabilmem için asla yeterli değil. Teslim etmeye yaklaşık 2 hafta kala yazmayı bıraktım, açtım önüme milyon tane kitap ve makale, bir de en baştan genetik çalıştım. Hakim olduğum bir konuda yazsaydım daha rahat ederdim ama  yeni bir şeyler öğrendiğim için mutluydum. Artık teslime günler kalmıştı. Taslağı yakın bir arkadaşıma okuttum, şaşırarak bana baktı ve şöyle dedi; çok güzel de sen özet çıkartmışsın. Kritiğin nerede? Ben o ana kadar critical essayin, “kritik” bir essay olduğunu düşünüyordum. -Gözyaşları…- Evet, gerçekten de şapşallığın zirvesindeydim. 

   Critical essayde sizden beklenen şudur; önce akademik bir soru belirlersiniz. Mesela A ilacı B hastalığı üzerinde etkili midir? Etkili olduğunu ve olmadığını kanıtlayan pek çok bilimsel araştırma olacaktır. Siz bu makaleleri değerlendirip kendi sonucunuza ulaşırsınız. Buna critical thinking denir. Güzel ülkemde eğitim sisteminin en büyük eksikliklerinden biri öğrenciyi düşünmeye itmemesi. Neyse, Türkler kullanım klavuzunu okumaz ama yumurta kapıya dayandığında harikalar yaratabilir. Teslime saatler kala kritiğimi bitirip essayi teslim ettim ve baya da iyi bir not aldım. O zaman yine bir sonuç gelsin:

  1. Maalesef eksik bir coğrafyada doğduğunuzun bilincinde olup ‘Anladım ben bunu yeaa’ demeyin, bir işe başlarken her şeyi enine boyuna araştırın. Hele ki ortada bir kılavuz varsa! :)
  2. Alabildiğiniz kadar çok feedback alın. Özellikle hocaları darlayın.
  3. Her şey toparlanabilir. Panik yapmak hiçbir şeyi çözmüyor. Gerekirse birkaç gün uyumayın ama çabalayın. İnsan o son dakikada çabalarken çok şey öğreniyor.

(Görsel, muazzam atmosferi ile 1 sene boyunca en stresli anlarımı bir nebze yatıştıran, King's College London bünyesindeki The Maughan Kütüphanesi'ne aittir.)

Bir Cevap Yazın

*E-Posta adresiniz gösterilmez.

Oturum Aç

Şifremi Unuttum

İçeriği Şikayet Et