Okuyanlar Anlatıyor

İngiltere'ye İlk Adım, İlk Yabancılaşma


Ozanberkdmr / Mayıs 02, 2021 / 441 Görüntüleme / 0 Yorum

Merhaba SupStranger okuyucuları,

Bu yazımda size İngiltere'ye aslında Türkiye sınırlarından dışarı eğitim için içine kapanık ve çekingen bir insan olarak bir dünya ülkesinin toprağına ayak bastığım o heyecanlı günleri anlatmak istiyorum. 

Sene 2013, Uludağ Üniversitesi'nde eğitimimi tamamladıktan sonra ortak öğretim programını tamamlamak için İngiltere'nin Brighton and Hove şehrine yola çıkmak için hazırlıklarımı yapmaya başladım. O zamanlar içine kapanık, panik atak hastası olan benim aslında bu işten vazgeçmem gerektiği her an aklımda dolanıp duruyordu. Fakat ailemin desteği her seferinde aklımdan bu vazgeçiş hissini atamamama rağmen inancımı arttırıyordu. Gidiş vakti yaklaştığında o kadar heyecan ve korku basmıştı ki aklımdan bir türlü İngiltere'de tek başıma yabancı insanların arasında orada olması muhtemel kötü senaryoları atamıyordum. Kurdukça kuruyordum. Fakat öyle olmadığını anladım. Nasıl mı…

Gatwick Havaalanı'na ilk geldiğimde pasaport kontrolü için sırada bekliyordum ve az sonra başıma geleceklerden habersiz bir şekilde sırada ilerliyordum. Sıra bana geldi. Pasaport kontrolü için bütün evraklarım hazırdı, CAS belgesi, kalacak yerim, her şey. Sanırım ilk hatam pasaport kontrolüne “zaten bütün belgelerim hazır daha ne sorabilir ki” mantığı ile yaklaşmamdı. Çünkü CAS belgemde okulun ücreti yazmasına rağmen bana okul için ödediğim yıllık ücreti sordu. Heyecanlı bir şekilde okulun ücretini söyledim, tekrar sordu tekrar söyledim bunu 2-3 defa sorduktan sonra beni yaklaşık yarım saat beklettiler. O an çok korkmuştum ama aslında korkacak bir şey olmadığından habersizdim. Okul ücreti 4000 sterlindi. Bana sorduğunda söylediğim ücret ise 40000 sterlin'di. Ozamanlar İngiltere'de yıllık 40000 sterlin olan hiç bir okul yoktu. Hele ki kolej. Kırık İngilizcem ile “four thousand” diyeceğime “forty thousand” demiştim ve yaklaşık 7-8 tane polis memuru yanıma gelmişti. Öğrenci arkadaşlarıma tavsiyemdir, sizde benim gibi heyecan yapıp da pasaport kontrolünde sıkıntı yaşamayın, belgelerinizi hazırlayıp rahat bir şekilde sorularını cevaplayın. Eninde sonunda o sınırı geçeceksiniz. Fakat benim gereksiz heyecanım ve içine kapanık psikolojim yüzünden bütün bavulum ve ve kıyafetlerim cebine kadar aranmıştı. O an bunun gereksiz olduğunu anladım. Çünkü, bir amaç için oradasınız ve büyük bir sorun yaşama ihtimaliniz neredeyse sıfır. O an kabuğumdan dışarı çıkıp ilk tecrübemi kazanmıştım. İletişime geçmekten korkma, derdini anlat, elbet bir çözüm bulunacaktır. Ama yabancılaşma psikolojim tamamen geçmiş miydi? Tabii ki de hayır. Çünkü hala İngiltere bilmediğim ve tanımadığım bir ülkeydi.

Zaman geçtikçe, insanları tanıdıkça ve en önemlisi artık kendi ihtiyaçlarımı kendim karşılamaya başladığımda artık özgüvenim yerine gelmişti. Çünkü karşılaştığınız insanlar ve ülke sizin gibi ortak paylaşımları olan insanlardı. Yardıma ihtiyacınız olduğunda yardım etmekten çekinmeyen insanlar. Ve o an anlamıştım ki İngiltere'de sürdüğüm yaşam eğitim haricinde bana başka birçok şey katıyordu. Artık dünya vatandaşı olduğumu anlamıştım. Panik atak rahatsızlığımdan eser kalmamıştı. Neden mi? Çünkü eğlenmeyi öğrenmiştim, sorumluluklarımı kabullenmiştim, yurtdışında eğitim almanın ve yaşamanın kattığı vizyon ve disiplin, ufkumun genişlemesi ve yeterliliğimin farkına varmam "savaş ya da vazgeç" ikileminde bana savaşmayı öğretmişti. Artık önümü görebiliyordum ve elde edeceğim başarıları öngörebiliyordum, planlı ve disiplinliydim artık. Sonra mühendislik eğitimimi bu ülkede daha da ileriye taşımaya, daha fazla tecrübeler kazanmaya karar vermiştim. Tam bu noktada bir dünya vatandaşı ile daha tanıştım Sibel Yılmaz, EduMap Eğitim Danışmanı. Bu noktada yeni maceralara yelken açmıştım. Onu da bilahare anlatmak isterim…

Sevgi ve Saygılarımla.

 

 

    

Bir Cevap Yazın

*E-Posta adresiniz gösterilmez.

Oturum Aç

Şifremi Unuttum

İçeriği Şikayet Et