İlginç Bilgiler

Hala Yaşadığı Düşünülen 18 Ünlü


Kasım 27, 2022 / 1633 Görüntüleme / 0 Yorum

Herkese merhaba, dünya üzerinde geçmişten bugüne milyonlarca kişinin hayran olduğu birçok ünlü vefat etti.

 Fakat bazılarının hayranları öldüğüne hiç inanmadı. Peki bu hayranların sevdikleri kişinin ölümünü kabullenmeyişinden mi kaynaklanıyor yoksa gerçekten bunun için sağlam deliller mi var?

Kanıtlarla birlikte detaylı bir şekilde iddiaları inceleyeceğiz. Öldüğünü sandığımız bazı ünlüler belki de yaşıyordur ve biz bunu bilmiyoruzdur…

Ölmediğine İnanılan Ünlüler

 #18 D.B. Cooper - Bilinmiyor - 1971 

O ünlü bir uçak korsanı. Amerika’nın çözülemeyen tek uçak kaçırma olayının da baş kahramanı. 

24 Kasım’da kaçırdığı uçak için talep ettiği 200 bin doları aldıktan sonra paraşütle uçaktan atlamış ve bir daha haber alınamamıştır. FBI dahil birçok kişi onun hala yaşadığına inanmaktadır. Ünlü dizi Prison Break'te Cooper'ın hayatta olduğunu işlemişti. Michael Scofield karakteriyle birlikte aynı hapishanede olan Cooper, herkesten gerçek kimliğini gizliyordu. 

D.B. Cooper Prison Break sahnesi

#17 Steve Jobs - 1955 - 2011

Apple tarihinin en önemli figürlerinden Steve Jobs, 2011 yılında kanser dolayısıyla hayatını kaybetti.

Apple'ın birçok farklı 'özel adımında' imzası olan Jobs için ilginç bir iddia ortaya atıldı. İddia, Steve Jobs'ın aslında ölmediği konusu üzerinde duruyor. İddiaya göre Jobs sahte bir ölüm kurgulamış ve Mısır'da inzivaya çekilmiş. Jobs olduğu iddia edilen bu fotoğraf sosyal medya üzerinde paylaşım rekorları kırmıştı.

Öldükten sonra Mısır'da görüldüğü iddia edilen Steve Jobs

#16 Heath Ledger 1979 - 2008

Kara Şövalye filminin ardından dünyada bomba etkisi yaratan bir olaydı Heath Ledger'ın ölümü. Filmde gerçekleştirdiği başarılı oyunculuğu ile Joker karakterini zirveye çıkartmıştı.

Batman hayranlarına göre Heath her zaman bir numaralı Joker olarak kalacak. ''Joker'' rolüne hazırlanırken kendisini 6 haftalığına bir otel odasına kapatan Ledger, herkesin aklından çıkmayacak efsane bir performans sergilemişti. Henüz 29 yaşındaydı ve kariyerinin zirvesindeyken ölüm haberini duyduk.

Başarılı oyuncu 22 Ocak 2008 tarihinde, yatağında ölü bulunmuştu. Adli tıptan gelen rapora göre Heath Ledger'in ölüm nedeni ilaç zehirlenmesi olsa da usta oyuncunun ölümünden sonra hakkında birçok dedikodu ortaya atıldı; fakat hiçbiri kanıtlanamadı. 

Bu iddialar genelde Heath Ledger'ın oynadığı ''Joker'' rolü yüzünden öldüğü ile alakalıydı.  En iyi Joker olmayı kafaya takmış ve 6 hafta boyunca karakterin içine girmişti.  Hatta karakterin içine o kadar girmiş ki bu durumun kendisinde bir takım psikolojik etkiler bıraktığı bile söylendi.

Heath Ledger Joker rolünde

Jack Nicholson'ın konu ile alakalı bir açıklaması bile var. Çok defa Ledger'a bu karakteri canlandırmaması gerektiğini telkin etmiş ve rolü kabul etmemesi uyarısında bulunmuş. Bildiğiniz üzere Jack Nicholson da Heath Ledger'dan önceki ''Joker'' karakterini canlandıran isim. 

Karakterin etkisinden kolay kolay çıkılmadığını ve insanda kötü bir etki bıraktığını dillendiren Nicholson'ın uyarılarına rağmen Ledger rolü kabul etmiş. Dolayısıyla sonrasında gelen ölüm haberinden sonra da insanlar Ledger'ın Joker karakteri yüzünden öldüğünü düşündü. 

Fakat açıklamalara göre rolden önce düzenli olarak kullandığı ilaçlarını yanlış bir şekilde kullanınca bu durum ölümüne sebep olmuş. Bazı insanlar intihar ettiğini bazı insanlar öldürüldüğünü bazı insanlarda sahte ölüm kurguladığını düşünüyor. Bu iddianın bazı şüpheli sebepleri de var. 

  • Birinci şüpheli durumumuz: Ölüm Saati

Bütün haber kanalları ve gazeteler o gecenin sabahı, Ledger'ın ölüm saatini 3:36 olarak yazdı. Ancak sonra apartmanın güvenlik görevlisi, ' Saat 3:45 sularıydı, sorun yoktu Ledger, biriyle telefon görüşmesi yapıyordu sanırım televizyon da açıktı.' şeklinde bir açıklama yaptı. Fakat evin hizmetçisi Ledger'ın nefes almadığını fark ettiğinde saat 2:45’miş.

  • İkinci şüpheli durumumuz: Ceset Torbasındaki Ayak kısmı

Ledger hayranları ceset torbasında bulunan cesedin ayaklarının çok ince olduğunu dolayısıyla torbanın içinde bir insan değil balmumundan yapılmış bir heykel olabileceğini iddia ediyor. Geri kalan vücut kısımları her ne kadar gerçekçi olsa da ayak tarafı çok ince duruyor. Torbanın içi doldurulmuş ve bacak kısmı unutulmuş olabilir miydi?

Heath Ledger'ın ceset torbasının ayak bölümü inceliği
  • Üçüncü Şüpheli durumumuz: Mary Kate Olsen 

Ledger'ın ölüm haberi Heath ile çok yakın arkadaşı olduğunu bildiğimiz Mary Kate Olsen'e geldiğinde kendisi evindeymiş ve söylenene göre tepki vermemiş hatta ertesi gün bir kutlamaya katılmış. Bir insan yakın arkadaşı öldüğünde neden bir tepki vermez? Ve neden ertesi gün bir partiye katılıp eğlenir?

Şöhretin fazla geldiğini ve yaşadığı bazı sıkıntılar sebebiyle ölümünü kurguladığını söyleyenler de var. Şöhretin ağırlığı ve karısı ile arasının kötü olma durumu yüzünden Ledger hayatından bunalmış, kendini öldü gösterip saklanmış ve normal bir hayata başlamış olabileceği de iddialar arasında.

Ve son iddia ise çok ilginç. Filmin yönetmeni Christopher Nolan'ın filmin tutmayacağını düşünerek gişe arttırmak için böyle bir plan hazırladığı da hayranlar tarafından ortaya atılmıştı. Ledger ölü gösterilip filmin son sahnesi öldüğü için çekilemedi denir. Bu sayede film daha çok konuşulup gündem olacak ve herkes Ledger'ın hatrına filme gidecekti.

Bu teori sanki bana Paul Walker'ı hatırlattı. 

#15 Andy Kaufman 1949 - 1984

Taxi dizisinde canlandırdığı Latka rolü ile ünlenen Andy Kaufman 35 yaşında akciğer kanserinden vefa etmişti. Öldüğü güne kadar hastalığından kimseye bahsetmediği için, öldüğü birçok hayranı tarafından kabul edilmemiş, şaka sanılmıştı. Hatta komedyen ortağı Bob Zmuda, Kaufman ile ölmeden önce, öldüğünü şaka olarak duyurmayı tartıştıklarını bir röportajında belirtiyor. 

Andy Kaufman ölmedi mi?

Kaufman’ın arkadaşları 20. ölüm yıl dönümünde eve geleceğini düşündükleri için “Eve hoş geldin Andy” partisi verdiler fakat Andy tabii ki orada değildi.

Otuz beş yaşında kanserden öldüğünde, Kaufman'ın en yakın arkadaşlarından ve aile üyelerinden bazıları bile bunun bir gösteri olduğuna ikna olmuştu. Yani en yakın arkadaşlarından bazıları bile Kaufman'ın öldüğüne asla tam olarak inanmadı. Bu söylentilere, Kaufman'ın sık sık kendi ölümünü taklit etmekten bahsettiğini iddia eden Kaufman'ın arkadaşları da dahil oldu. 

Kaufman'ın yakın arkadaşı ve çalışma arkadaşı Bob Zmuda'nın yakın tarihli bir kitabında yazdığı gibi, şöhret konusundaki kararsızlığıyla ünlü Kaufman'ın bu kadar aniden ortadan kaybolması tesadüf olamaz. Çok mükemmel bir şekilde yazılmış gibi görünüyor. 

Zmuda'nın “The Truth, Finally'' adlı kitabı Kaufman'ın kendi ölümünü uydurduğu iddiasını ortaya koyuyor. Kaufman'ın ölü taklidi yapmaya yönelik her türlü güdüsünü inceliyor, bunların bazıları tamamen makul görünüyor. Kitapta Zmuda Kaufman'a doğrudan çağrılarda bulunuyor ve son sözünde geri dön çağrısı yapıyor. "Andy, bunu okuduğunu biliyorum, “Lütfen geri dön. Benim için yap."

Bob Zmuda'nın “The Truth, Finally'' kitabı

Kaufman'ın Albuquerque'de yaşadığı kendisine bir aile kurduğu iddia edildi. Gizemli bir kadın Andy'nin kızı olduğunu ve kendisinin yaşadığını iddia etmişti. Hatta Kaufman'ın erkek kardeşi Michael Kaufman'da bu kadını doğruladı. 

Bir komedi kulübünde Andy'den geldiği iddia edilen bir mektubu okuyup 24 yaşındaki bu kadını kardeşinin kızı olarak tanıttı. Gizemli kadın, babasının ilgi odağından kaçmak ve evde oturan bir baba olarak yaşamak için kendi ölümünü kurguladığını söyledi. Mektupta şu ifadeler yer alıyordu: ‘’Andy Kaufman olmak için çok fazla baskı vardı. Ben sadece Andy olmak istedim, Sanırım bu yüzden hastalandım. Tamamen ve hızlı bir şekilde değişmem gerekiyordu. Tüm dünyadaki en harika eşle ve en harika iki çocuğumla son derece çok mutlu bir evliliğim var: 10 yaşında bir kızım ve 8 yaşında bir oğlum.’’

Andy Kaufman'ın kızı olduğunu iddia eden kişi

Komedi dehası Andy Kaufman sık sık ölü taklidi yapmaktan bahsetmiş ve nihai dönüşü hakkında şakalar yapmıştı. 

#14 Kurt Cobain 1967 - 1994

Nirvana’nın vokalist ve gitaristi Kurt Cobain, 5 Nisan 1994 tarihinde evinde ölü olarak bulunmuştu. 

Uzun süren araştırmalardan sonra Cobain’in yüksek doz uyuşturucu alarak kendisini vurduğu rapor edilmiş ve tüm dünya tarafından kendisini öldürdüğü kabul görmüştü. O zamandan beri, Cobain'in öldürüldüğünü veya halkın radarından saklandığını iddia eden bir dizi tuhaf teori ortaya çıktı.

Bazı Nirvana hayranları Cobain'in hala bizimle olduğuna dair iddialar ortaya attı. 1990'lardaki röportajlarda ipuçları bıraktıktan sonra Cobain'in İrlanda'nın Cork kentinde yaşadığına inananlar var. 

Bir Twitter kullanıcısı onu 2014'te Seattle'da gördüğünü iddia ederken bir başka Twitter kullanıcısı Karrie Higgins ise 2018 yılında Cobain'i ABD'nin Colorado kentinde bir süpermarkette gördüğünü iddia etti. Bu şekilde farklı yıllarda farklı lokasyonlarda Cobain'i gördüğünü iddia edenler çok fazla.

2012 yılında bir yetenek yarışmasına katılan Perulu gitarist Ramiro Saavedra'nın Cobain olduğuna inanan binlerce kişi oluştu.

Ramiro, efsanevi şarkıcıyla neredeyse aynı görünüşünün yanı sıra ürkütücü bir şekilde benzer bir sese sahipti. Nirvana'nın klasiği Come As You Are'ı yorumlaması, Cobain'in kendisine neredeyse mükemmel bir şekilde uyuyordu.

2017'de Reddit'te yeniden yayınlandı ve izleyiciler yorum bölümüne akın ederek "O yaşıyor" dedi. Hayranları Cobain'in farklı ve mutlu bir hayat sürdüğüne inanıyor.

Kurt Cobain'in görüldüğü iddia edilen yerler

#13 Jim Morrison 1943 – 1971

Ölüm raporunda yazan kalp krizinin aksine, dedikodular Morrison’un aşırı doz uyuşturucu ve alkolün öldürdüğünü gösteriyordu. Bu raporların yanı sıra öldüğü hafta sonu bir uçağa bindiği söylentileri yaşadığını kuvvetlendiriyordu. 

Grup arkadaşı klavyeci Ray Manzarek 1973 yılındaki röportajında şu sözleri söylüyor: “Bugüne kadar bu adamın nasıl öldüğünü bilmiyorum, aslında ölüp ölmediğini bile bilmiyorum. Hiç kimse Jim Morrison’ın bedenini görmedi. Mühürlü bir tabuttu. Kim bilir? Jim’in nasıl öldüğünü kim bilir?”

The Doors organizatörü Ray Manzarek bir keresinde başka bir olasılığın var olabileceğini öne sürdü. Morrison'la 1970'te yaptığı bir konuşmayı hatırladığında, yoğun solistin yeni bir hayata başlamak ve sorunlarını geride bırakmak için ölü taklidi yapıp yapmadığını merak ettiğini söyledi.

Morrison'ın ABD'nin Oregon eyaletinde hayatta ve iyi durumda olduğuna inananlar da var. 

#12 Prenses Diana 1961 – 1997

Galler Prensesi Diana, Paris'te bir tünelde trafik kazası geçirdiği 31 Ağustos 1997'ye kadar dünyanın en çok fotoğrafı çekilen kadınıydı.

Resmi kayıtlar, 36 yaşındaki kişinin kazada aldığı yaralar nedeniyle kalp krizi geçirdikten sonra hayatını kaybettiğini belirtiyor. İngiliz Kraliyet ailesi üyesi Prenses Diana hakkında tek tartışılan konu nasıl öldüğü değil. Yaşama ihtimalinin de olduğu her zaman konuşuldu.

Bazı insanlar kraliyetten boşanmış Diana'nın hayatta kaldığına ve bugün hala hayatta olduğuna, Firma'nın pençelerinden arınmış sessiz bir hayat yaşadığına inanıyor.

Ölümünden sonra tekerlekli sandalye ile kucağında bebek ile görüldüğü söylentiler arasında.

#11 XXXTentacion 1998 – 2018

XXXTentacion sahne adıyla tanıdığımız Jahseh Dwayne Onfroy Amerikalı rapçi, şarkıcı ve söz yazarıydı.

İlk şarkısını Haziran 2013'te yayınlayan Jahseh 5 yıllık müzik kariyerinin ardından 20 yaşında 2018'in haziran ayında arabasında ölü bulundu. Soyguncular tarafından vurulan Jahseh tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı ve hayata veda etti. Fakat hayranları rapçinin hala hayatta olduğuna ve kendi ölümünü taklit ettiğine inanıyor. Bu iddialarını ispat etmek için öne sürdükleri deliller ise şaşırtıcı.

Vurularak öldürüldüğü söylenilen Jahseh'nin suç mahallinde nasıl kan yok? Kırık cam yok?, Kurşun deliği yok?" Bu oldukça şaşırtıcı. Evet vurularak ölen birinin üstünde hiçbir iz yok.

Resmi YouTube kanalında ölüm tarihinden tam 10 gün sonra 28 Haziran'da yayınlanan SAD adlı klipte Jahseh'nin kendi cenazesini ziyaret etmesi de iddiaları körükledi.

Ölümünden sonra çıkan NABIZ YOK şarkısının ise sahte ölümüne bir atıf olduğu iddia edildi. Genç yaşına rağmen birçok suçlama davalarıyla uğraştı. 2018 yılında 15 ağır suçtan yargılanmaya devam ediyordu ve ölüm haberi geldi. Jahseh'nin çok düşmanının olduğu biliniyordu. Hatta ölmeden hemen önce yaptığı iddia edilen canlı yayında öldürülebilme ihtimalinin olduğunu ima etmişti.

XXXTentacion ölmedi mi?

 ''Hadi diyelim ki en kötü ihtimalle ölürsem, yani trajik bir şekilde ölürsem falan, hayallerimin gerçekleştiğini göremeyecek olsam bile, en azından şunu bilmek istiyorum, o çocukların mesajımı idrak ettiklerini ve o mesajlarından kendilerine bir şey çıkarabildiklerini ve mesajımı alıp onu kullanabildiklerini ve onu pozitif bir şeye dönüştürebildiklerini ve en azından güzel bir hayat yaşamalarını yani ben en azından eğer öleceksem veya bunun için kurban edileceksem falan hayatımın en azından beş milyon genci, mutlu ettiğinden emin olmak istiyorum.''

Bazıları onun popülaritesini daha çok arttırmak için böyle bir ölüm planladığını da söylemekte. Acaba Jahseh hakkında çıkan davalardan kaçmak veya düşmanlarından kurtulmak için böyle bir sahte ölüm düzenlemiş olabilir mi?

#10 Adolf Hitler 1889 – 1945

Hitler’in akıbeti hakkında birçok şey söylendi. Fakat ortak görüş, Hitler’in hayat arkadaşı Eva Braun ve S.S yardımcıları ile birlikte önce Arjantin’e oradan da uzun süre yaşadıkları Güney Kutbu'na kaçtığı ve Buenos Aires’de mütevazi bir hayat yaşayıp 90 yaşında hayatını kaybettiği. 

Bilindiği üzere Adolf Hitler, 30 Nisan 1945'te Berlin'deki yer altı sığınağı Führerbunker'de kendini vurarak intihar etmiş, kendisiyle birlikte eşi Eva Braun da siyanür alarak kendini öldürmüştü.

 Ama bunun bir aldatmaca olduğuna Hitler’in 1945 senesinde ölmediğine 90 yaşına kadar mütevazi bir hayat yaşayıp hayatını kaybettiğine inanan milyonlarca insan var.

Öyle ki 1947'de ankete katılan Amerikalıların yüzde 51'i Hitler'in hala hayatta olduğunu düşünüyordu. Arjantin'de Hitler'i gördüğünü iddia eden birçok kişinin olduğu söylendi.

History Channel'ın Avcı Hitler dizisinin müfettişleri de daha önce gizli belgeler bulduklarını ve Hitler'in Almanya'dan kaçarak Güney Amerika'ya denizaltıyla gittiğini belirten tanıklarla görüştüklerini iddia etmişlerdi. Harp sonrasında Batılı Müttefik Kuvvetler Hitler’in intihar ettiğini kabul etmiş fakat bu sonucu destekleyen yeterli kanıt bulamamışlardı. 

Hitler'e ait olduğuna inanılan kafatası, 2009 yılında, Connecticut Üniversitesi'nde, History's'De MysteryQuest'in (Amerikan Paranormal televizyon programı) bir bölümünde kemik konusunda uzman bir arkeolog tarafından DNA testinden geçirilmiş ve örneklerin 40 yaşın altındaki bir kadına ait olduğu ortaya çıkmıştı. 

 25 Eylül 1945’te Avusturya’daki US Counterintelligence Corp’un özel ajanı John V. Lapurke Hitler’in Arjantin’e gittiği konusunda güvenilir bir rapor verdi.

O tarihte Steyr Auto Works, Steyr, Personel Direktörü Walter Glockel, 20 Eylül 1945’te Bezirk Steyr’de Mauser Arms Works Berlin eski direktörü Von Leon ile buluştuğunu ve Von Leon’un Berlin’deki bir arkadaşının kendisine Adolf Hitler’in şimdi, Arjantin’de La Falda isimli bir çiftlikte yaşadığını söylediğini rapor etti.”

“Hitler’e ev sahipliği yapan Bay Eichorn, eskiden Arjantin’de yerleşmiş bir Alman ailesinden geliyordu ve Nazi felsefesine başından beri destek vermişti. Hitler’in çok yakın arkadaşıydı. Von Leon’un anlattığına göre Hitler bir Alman denizaltısı ile Arjantin’e gelmiş ve yolda yüzü ameliyatla değiştirilmişti.

Hatta Hitler’in sadece yüzünü değil soyadını değiştirerek tam adını “'Adolf Schrittelmayor” olarak kullandığı da iddialar arasında.

FBI Direktörü J. Edgar Hoover 13 Kasım 1945 tarihli Buones Aires Amerikan elçiliğine gönderdiği mektupta Hitler’in Arjantin’de olduğuna dair kuvvetli kanıt olduğunu ve Walter ve Ida Bonfert Eichorn’dan yardım gördüğünü belirterek ayrıntılı bilgi veriyordu. 

Son yıllarda CIA’in içinden Cimelody-3 kod adlı bir ajan tarafından sızdırılan dokümanlarda Hitler'in gizli eski polis üyelerinden birinin "Hitler'in hayatta olduğunu" iddia ettiği bildirildi. Dokümanlara göre Philip Citroen adlı askerin, Kolombiya'da ayda bir kez Hitler ile temas kurduğu söyleniyor. Bu dokümanlar aynı zamanda CIA'in Hitler'in öldüğüne inanmadığı ve sürekli izini takip ettiğini de göstermiş oluyor.

Bunun gibi bulgular sadece CIA’i değil insanları da Hitler’in yaşadığı ihtimaline inandırmaya itmişti. Hatta bu öyle yaygın bir inanış haline geldi ki günümüz TV dizileri, filmleri ve programlarında da yer aldı.

George Steiner'ın tartışmalı romanı The Portage to San Cristobal'da, savaşın sonunda Hitler hayatta kalır ve 30 yıl sonra Nazi avcıları tarafından bulunur ve Amazon ormanına kaçar. 

CGI anime filmi Lupin III: The First (2019)'de Interpol, fanatik Ahnenerbe takipçilerini saklanmaktan kurtarmak için Hitler'in yaşadığını ve Brezilya'da yaşadığını belirten sahte bir söylenti yayar.

2020 Amazon Prime TV dizisi Hunters'da, 1977 yılında Adolf Hitler ve Eva Braun'un Arjantin'de yaşadığı keşfedilir. Bunlar gibi birçok mecrada Hitler’in ölmediği konu edildi. 

Yani Hitler’in 1945 yılında vefat etmediğine dair CIA’nın da uzun bir süre üzerinde durduğu birçok elle tutulur materyal ortada. Hitler’in gizemli hayatından bahsettiğimiz makalemizi okumak için tıklayın

#9 Saddam Hussein 1937 - 2006

9 Nisan 2003 tarihinde ABD güçlerinin Bağdat'a girmesiyle 24 yıllık iktidarını da kaybeden Irak'ın lideri Saddam o günden sonra ABD'nin kendisine yaşam şansı tanımayacağını bildiği için bir anda sırra kadem bastı. Bağdat'ın düşmesinden sonra Saddam'ın izini kaybettirmesi ve nerede olduğu sorusu çeşitli komplo teorilerinin ortaya atılmasına sebep olmuştu. Yaklaşık 8 aylık bir kaçışın ardından 13 Aralık 2003'te Saddam Tikrit yakınlarında bir çiftlik evinde ABD güçlerince yakalandı.

Irak Geçici Hükûmeti'nce kurulan Irak Özel Mahkemesi'nde ilk kez 30 Haziran 2004'te yargıç karşısına çıkarılan Hüseyin, başta insanlığa karşı suçlar olmak üzere cinayet, işkence ve yasadışı tutuklama gibi bir dizi suçlamanın muhatabı oldu. 3 Aralık 2006'da Saddam Hüseyin, Bender ve El Tıkriti için temyize başvuruldu. 26 Aralık 2006 tarihinde Irak temyiz mahkemesi idam kararını onadı ve idamın 30 gün içinde uygulanması gerektiğini bildirdi. 

Saddam Hüseyin, 30 Aralık 2006 tarihinde Kurban Bayramı'nın ilk gününde asılarak idam edildi. İdam anı cep telefonlarıyla görüntülenerek saatler içinde internet üzerinden dünyaya dağıtıldı ve büyük yankı uyandırdı. 

Resmi kaynaklar kesin bir dille yalanlasa da ölümünün üzerinden yıllar geçmesine rağmen hala Saddam Hüseyin'in yaşadığını iddia edenler var.

The Sun sitesi CIA raporlarını da kaynak göstererek Saddam'ın daha öncesinde de kendisini birçok suikastten kurtardığı birçok dublörünün olduğunu iddia etti.

The Sun gazetesinde Saddam Hayatta haberleri

Alman bir doktor da yaptığı incelemelerle Saddam'ın en az 3 dublörünün olduğu ve asılan kişinin de ''Ahmed Al Zamin'' adındaki kendisine en çok benzeyen dublörlerinden biri olduğunu öne sürdü. Yakalanan Saddam'ın diş yapısı ile gerçek Saddam'ınkiler arasında farkların olması yanaklarındaki benler gibi birçok detayın örtüşmemesi dolayısıyla asılan kişinin kesinlikle bir dublör olduğuna inanılıyor. İddiaya göre Saddam'ın yerine idam edilmesi için Ahmed Al Zamin'in ailesine 2.5 milyon dolar ödenmiş.

Saddam Hussein'in dublörünün öldürüldüğüne dair kanıtlar

Bu tür iddialar Libya devrik lideri Muammer Kaddafi için de ortaya atılmıştı. Kaddafi'nin eski kadın muhafizı Aisha al-Fitouri, yaptığı açıklamada Kaddafi'nin hayatta olduğunu, linç edilerek ve dünya siyasi tarihine geçecek görüntülerle öldürülen Kaddafi'nin yerine aslında başka bir kişinin öldürüldüğünü iddia eden Aisha al-Fitouri, bu kişinin aslında Hamid Ebu Minyar Kaddafi adlı başka biri olduğunu söylemişti. Yani gerçeği de asla bilemeyeceğiz gibi duruyor.

#8 Usame bin Ladin - 1957 - 2011

Tıpkı Saddam ve Kaddafi gibi ABD hükümetinin öldürdüğü El Kaide lideri Usame Bin Ladin'in aslında ölmediği iddia edildi.

Ağustos 2010'da CIA, Bin Ladin'in Pakistan'ın Abbottabad'daki bir komplekste saklandığını tespit etti. 1 Mayıs 2011'de Amerikan kuvvetleri tarafından düzenlenen operasyonla Bin Ladin öldürüldü ve cesedinin Umman Denizi'ne bırakıldığı açıklandı.

Usame bin Ladin'in öldürüldüğüyle alakalı haberler

Fakat bazı kişilere göre bu hiç gerçekleşmedi. Yani Usame öldürülmedi. Bu iddia sizce de denize atılma açıklamasından daha mantıklı değil mi? Yani hükümetin yıllarca aradığı biri var. Uzun süren çalışmalar sonrası bulunuyor ve hemencecik öldürülüp cesedi denize atılıyor. Peki neden?

Sizce hangi hükümet olursa olsun cesedi gösterip güç gösterisi yapmak istemez miydi? Sizce de bu işin içinde başka şeyler yok mu?

İşte bizim düşündüğümüz gibi düşünen kişiler bu kafaları karıştıran açıklamalar nedeniyle buna inanmayıp Usame'nin öldürülmediğini savunuyor. 

Bu açıklamalardan gündem oluşturmuş komplo teorilerine kapı açmıştı.

Pace Üniversitesi'nde siyaset bilimi profesörü David Caputo, öğrencilere Bin Ladin'in öldüğünden şüphe duyup duymadıklarını sordu. Üçte ikisinin en azından zayıf bir şüphesi ve yüzde 5'inin büyük bir şüphesi olduğunu söyledi.

İran'daki yarı resmi Mehr haber ajansı da "Usame'nin ölümü bir yalandır" açıklamasını yapmıştı.

İran devlet televizyonu, cesedin denize atılmasıyla "(ölümünün) gizeminin arttığını" söyledi.

Ayrıca İran medyası, Bin Ladin efsanesinin ABD'nin komşusu Afganistan'ı işgalini haklı çıkarmak için kullanıldığını söylemişti.

Peki gerçekten Usame'ye ne oldu?

Bazı komplo teorisyenleri sosyal medyaya Usame Bin Ladin'in bir takım estetik operasyonlarla Obama olduğu konusunda bir takım analiz videoları yükledi. 

Komik bir iddia olsa da binlerce kişi bazı şeylerin benzeştiğini dolayısıyla kafa karıştırıcı olduğunu belirtti. Bilindiği gibi Bin Ladin'in öldürülmesi Obama'nın ilk dönemindeki en büyük başarısıydı ve belki de bu bir dönem daha başkan seçilmesinde önemli rol oynamıştı.

Bazı komik iddialar ortaya atılsa da bu teorinin gerçekçi yanlarının önüne geçmemeli diye düşünüyorum. Sanırım 51. bölgede yaşananları ifşaladıkları gibi ölmek üzere olan yaşlı bir yetkili cesurca itiraf etmedikçe gizli gerçekleri öğrenemeyeceğiz. Kim bilir belki de gerçekten denize atılmıştır. Peki deniz nerde? İnek içti. İnek nerde? Dağa kaçtı ve bu dosya yandı bitti kül oldu! 

#7 David Bowie 1947 - 2016

Listemizin 7. sırasında İngiliz şarkıcı, aktör, söz yazarı ve prodüktör olan David Robert Jones ya da bilinen adıyla David Bowie var.

8 Ocak 1947'de İngiltere, Londra'da doğan David Bowie, kariyeri boyunca dünya çapında 140 milyon albüm satışına ulaştı. İngiltere'de dokuz, ABD'de de beş platin plak kazandı.

Tarihte en önemli sanatçılardan biri olarak gösterilen Bowie bugüne kadar Lady Gaga, George Michael, Madonna gibi sayısız yıldıza örnek oldu. Birçok önemli albüm ve şarkıya imza attı.

Şarkıcılığının yanı sıra aktörlük, ressamlık ve prodüktürlük yapmış değerli bir sanatçı olan 69 yaşındaki Bowie, 2016'da 18 ay boyunca kanserle ettiği mücadelenin sonunda hayata yenik düştü. Fakat sonrasında çok enteresan bir olay yaşandı. Ölümünün hemen ardından Skynews kanalına Bowie'nin ölümünü duyurmak için çıkan Jack Steven, David Bowie'ye çok benziyordu. Hatta hayranlarına göre birebir kendisiydi.

David Bowie-Jack Steven benzerliği

Yüzlerce hayranı onun kesinlikle David Bowie olduğuna inandığını söyledi. Acaba Jack Steven, David Bowie tarafından canlandırılan son karakter miydi?

İnternette Jack Steven adında herhangi bir bilgininde olmaması bu iddiayı güçlendirdi. Jack sahte bir isim miydi?

David Bowie-Jack Steven benzerliği-2

Bir diğer olay ise Bowie'nin vasiyetinde hiçbir yerinde kamuya açık bir bilgi bulunmayan Opossom Inc. adlı bir şirkete para bırakmasıydı.
Şirketin kamuyu aydınlatması sıfır, herhangi bir piyasada hisse senedi ticareti yapmıyor ve bununla ilgili hiçbir yerde bulunabilecek hiçbir bilgi yok. 
Peki bunda ilginç olan şey nedir? diye soracaksınız. Şirketin adı olan ''Oppossum'' bir hayvan adı. Karşılaştığı bir durumla uğraşmak istemediğinde ölü taklidi yapma eğilimi gösteren küçük keseli bir hayvan. Yaklaşıldığında ölü taklidi yapan bir hayvanın adını taşıyan bir şirket. Ne kadar tuhaf değil mi ? Tuhaf ve Komik. David'in bize güldüğünden eminim.

Diğer bir ipucumuz ise Bowie'nin ölümünden kısa bir süre önce yayınladığı Lazarus adlı klibi. Bowie gözleri sargılı, yaşlanan, zayıf bir adamı canlandırıyor. Yeni Ahit'e göre Lazarus ölmüş ve dört gün sonra Mesih tarafından diriltilmişti. Hayranlar, Lazarus'un Bowie'nin geri döneceğini ima etme yolu olduğunu öne sürdü. Belki de Jack Steven David'in geri dönüşüydü.

Sizce de Jack Steven, David Bowie olabilir mi?  Bazı ünlüler yaşlılık hallerini hayranlarına göstermek istemez ve akıllarda her zaman en iyi halleriyle kalmak isterler.

David Bowie-Jack Steven benzerliği-3

David Bowie de bu şekilde akıllarda efsane kalmak için, yaşlılık yıllarını normal bir insan gibi yaşamak için ölümünü sahte yapmış olabilir mi? Onun yaşadığına inanıyor musunuz?

#6 Amy Winehouse 1983-2011

İngiliz şarkıcı ve şarkı sözü yazarı olan milyonlarca insanın hayran olduğu Amy Winehouse'un 23 Temmuz 2011'deki ölüm haberi dünyayı hayrete düşürdü.

O zamandan beri, dünya çapında milyonlarca hayran, şarkıcının ölümünün bir aldatmaca olduğuna, hala hayatta ve iyi olduğuna inanmaya başladı.

Çünkü hayranlara göre çok fazla cevaplanmamış soru, çok fazla tesadüf, çok fazla anlamsız şey var.

Ayrıca, 2011'deki ölümünden bu yana, yüzlerce görgü tanığı onu dünyanın birçok şehrinde, alışveriş merkezlerinde, taksilerde ve hatta Londra'daki bir restoranda gördüğünü iddia etti.

Yine de bu iddia sadece bir söylentiden ibaret çünkü yeterli delillere sahip değil.

#5 Prince Rogers Nelson 1958 – 2016

2016'da aramızdan ayrılan ünlü bir star. Prince Rogers Nelson. Yani bilinen adıyla Prince.

Prince 1958 yılının 7 Haziran'ında Amerika Minnesota'da dünyaya geldi.

Şarkıcı, söz yazarı, müzisyen, yapımcı, ve oyunculuk da yapan Prince, Rolling Stones dergisi tarafından tüm zamanların en iyi müzisyenleri listesine 28'inci sıradan girdi.

'Yaşayan efsane' olarak kabul ediliyordu. Bir pop ikonuydu.

21 Nisan 2016'da evinde ölü bulundu. Ölüm sebebinin aşırı dozda uyuşturucu etkisi veren ilaç olduğu belirtildi. Naaşı, yakılmış külleri aile üyelerine teslim edildi.

Fakat sonrasında milyonlarca hayranı, müzisyenin ölümünün bir aldatmaca olduğuna ve hala hayatta ve iyi olduğuna inanmaya başladı. Hayranları Prince'in 'ölümünü' çevreleyen garip ve çelişkili koşulları araştırmaya başladı ve müzisyenin hala hayatta olduğuna dair 'tartışılmaz kanıtlar' sundu.

Ölümünden bu yana yüzlerce görgü tanığı onu dünyanın birçok şehrinde, alışveriş merkezlerinde, taksilerde, hatta Minneapolis'te bir restoranda gördüğünü bile iddia etti.

2015'de resmi Instagram hesabında paylaştığı fotoğraftaki tişörtte yer alan rakamlarda bir takım mesajlar içerdiğini iddia ettiler. Göğsündeki rakamların toplamı 1+1+5+9 = 16 yani 2016 öldüğü seneyi simgeliyor. Sağdaki 57 rakamı ise öldüğü yaşı simgeliyor. Kolundaki rakamlar ise öldüğü saati simgeliyor. Prince resmi kayıtlara göre 10:07 de öldü fakat kalp masajı 9:50 gibi başlamıştı.

Prince'in Instagram hesabından paylaştığı üzerinde numaralar bulunan fotosu

Ölmeden önce kimlikdeki ismini değiştirmişti. Gerçek adı doğum belgesinde Prince Roger Nelson iken ölüm belgesinde ise Prince Rogers Nelson yazmakta.

Prince'in doğum sertifikasında adı ‘Prince Roger Nelson’ yazıyor. 
Prince'in ölüm sertifikasında ise ‘Prince Rogers Nelson’ yazıyor. 

#4 Paul Walker 1973 - 2013

12 Eylül 1973'de Kaliforniya'da dünyaya gelen Amerikalı aktör Paul Walker, 30 Kasım 2013'de gerçekleşen bir trafik kazasında 40 yaşında hayata veda etti. Fakat sonrasında milyonlarca kişinin kafasını karıştıracak detaylar fark edildi. Paul profesyonel araba yarışı pilotuydu. Arabayı kullanan kişi ondan daha usta bir yarış pilotuydu. 

Bu kadar profesyonel birinin geniş bir yolda ağaca toslaması mantıklı mı? Porsche gibi çelikten yapılan sağlam bir arabanın CD kalınlığında bir araca çarpıp paramparça olması ve ağaca zarar gelmemesi mantıklı mı? 

Paul Walker - kaza yeri

Los Angeles gibi teknoloji harikası bir şehirde kaza anına ait bir görüntünün olmaması mantıklı mı? 

Kaza yapılan araç ile Paul ve arkadaşının bindiği aracın plakasının farklı olması mantıklı mı?

Paul Walker'ın kaza yaptığı arabanın plakasının farklı olması

Kaza sonrası Paul'un kız arkadaşının mutlu halleri ve kaza sonrası yapılan röportajda babasının sürekli gülüyor olması gibi detaylarda birçok mantıksız olaylar zincirlemesi vardı.

Paul Walker'ın babası verdiği ropörtajda gülerken
Paul Walker'ın kız arkadaşının kazadan sonraki mutlu halleri

Amerikalı bir vatandaşın ise kaza sonrası Paul Walker'ı gördüğünü iddia etmesi ölmediği teorisini destekler nitelikteydi. Paul'u gördüğünü söyleyen vatandaş Paul'un ölümünün tamamen bir komplo olduğunu söyledi.

Kazayı gören vatandaşın kazanın sahte olduğunu söylediği ropörtaj

Peki ya sizce Paul gerçekten yaşıyor olabilir mi? Ve eğer yaşıyorsa neden sahte ölüm yapmış olabilir? Hepsi Hızlı ve Öfkeli filminin reklamı için miydi?

#3 Tupac Shakur 1971 – 1996

Evet şimdi listenin kanıtları en güçlü olan ilk 3 kişisine geldik.

Rap müziğinin kralı olarak da anılan Tupac Amaru Shakur, ya da kısa adıyla 2pac 7 Eylül 1996'da Mike Tyson'ın boks maçından sonra Las Vegas'da suikaste uğramış, 6 gün hayata tutunma mücadelesi verdikten sonra 13 Eylül 1996 tarihinde hayatını kaybetmişti. Fakat milyonlarca hayranı bu ölüme asla inanmadı. Çünkü buna inanmaları için fazlasıyla delilleri var. Tupac Shakur'un ölmediği konusunda yıllardır birçok internet sitesi ve sözde görgü tanığı haberler, açıklamalar yapıyor. 

Suikastın yaşandığı gün arabayı süren kişi olan Tupac Shakur'un en yakın arkadaşı Suge Knight bile yaşadığını iddia etmişti. Suge Knight 22 Eylül 2017 tarihinde kendisiyle yapılan özel röportajda arkadaşının o dönemde hayatını kaybetmediğini açıklamış "Tupac ve birkaç arkadaşı onun ölü olarak gösterilmesini istemişlerdi, ben hastanede onun yanındayken gülümsüyor ve sohbet ediyordu. O dönem Tupac ölmedi." demişti.

Bununla birlikte 2019 yılında Suge'nin oğlu Suge Jr TUPAC Shakur'un hayatta ve iyi olduğunu ve bir stüdyoda yeni müzik üzerinde çalıştığını iddia etmişti.

Tupac'ın bir arkadaşı olan Too Short sahne adıyla bilinen Todd Anthony Shaw'da 2pac'ın ölmediğine inandığını açıkladı.

2017 yılında Tupac'ın sahte ölümüne yardım ettiğini söyleyen eski polis David Myers ölüm döşeğindeyken Tupac'ın ölmediğini itiraf etti. İngiliz gazetesi The Mirror'a konuşan David adlı kişi ''Dünyanın ne yaptığımı bilmesi gerekiyor ve dünyaya bunu bildirmeden ölemem'' şeklinde konuştu. 

Tupac'ın ölmediğini ölüm döşeğinde itiraf eden polis

Ayrıca Myers olayı örtpas etmesi için kendisine 1,5 milyon dolar ödendiğini de iddia ediyor ve ekliyor: ''O sadece her şeyden kaçmak istedi.''

Ölümünden sonra çıkan onlarca şarkısı oldu. Ölmediğini vurguladığı hatta öldüğüne inananlara küfür bile ettiği şarkılar yer almakta. Ölümünden 2 gün önce çektiği i ain't mad at cha şarkısında 2pac gerçek hayattaki gibi vurularak ölüyor.

Tupac'ın ölmediğine inanan hayranları 2pac'ın lakabını hatırlatıyor. 2pac'ın lakabı Makaveli'ydi.

94’te vurulmasının ardından Tupac, kendisine 93 yılının sonlarında açılan tecavüz davasından dolayı hapse girmişti. Hapiste olduğu zamanlarda sürekli kitap okudu ve bazı şeyleri düşünmek için bolca zamanı oldu. Okuduğu kitaplar arasında tarih ve politika biliminin kurucusu sayılan İtalyan düşünür, devlet adamı, askerî stratejist, şair ve oyun yazarı olan Niccolo Machiavelli'nin kitapları da vardı.

Niccolo Machiavelli, düşmanlarını atlatmak için ölüm taklidi yapmak ve insanın dünyada yalnızca bir hayat yaşamaması, farklı insanlar ile farklı hayatlar yaşaması gerektiği yönünde fikir ve düşüncelere sahip birisiydi. 

Tupac'ın ailesi, hükümetin başını ağrıtan güçlü ve büyük Black Panther örgütünde üst düzey yetkilere sahipti. Bu sebepten onun en ufak hatasını yakalamaya çalışan ve öldürmek için fırsat kollayan mafya, hükümet, hükümet ajanları polisler vardı.

Tupac'ın birkaç yıl daha yaşaması neredeyse imkansızdı. Tüm bunlar bir yana, Tupac'ın hayatı zordu. Kazandığı tüm para, borç ve mahkemelere gidiyordu.  Sürekli yeni davalar açılmaya devam ediyordu. Parası eriyor, zamanı mahkemelerde geçiyordu. 

Sıfırdan yeni bir hayata başlamak, tüm bu stres ve savaştan uzaklaşmak, belki de Tupac için en iyi karar olurdu.

Benimsediği Machiavelli'nin stratejilerinden biri olan sahte ölümü düşmanlarını haklamak ve yeni bir hayata başlamak için yapmış olabilir miydi?

''Ölüm taklidi yaparak düşmanlarını haklamak'' cümlelerini şarkılarında da kullandığını düşündüğümüzde sahte ölüm planı imkânsız gözükmüyor.

''Korkaklar ölür eşkıyalar yalnız düşer, ama ben bir askerim sonsuza kadar yaşarım, her şeyi planladım ve çok deliyim bu dünya beni delirtti...''

"Öldüğüm dedikodularını duydum, soğukkanlı bir şekilde öldürüldüğümü. Son halimde çekilmiş travma resimlerimi. 

Annemin ağladığını biliyorsun ama o bir yalandı, bir korkak hikâyeyi çarptırdı.''

Bazı şarkıları küfürlü olduğu için buraya ekleyemeyeceğim ama ''Hiçbir zaman ölmeyeceğim, geri geleceğim, yeni bedende'' gibi şarkı sözlerinin yer aldığını söylemeliyim.

Yeni bedende yeni bir hayat? Hmm. Gerçekten Tupac yeni bir hayat kurmuş olabilir miydi?

Son olarak gelelim Akil The MC teorisine.

Akil The MC Los Angeles/California'da yaşayan Müslüman bir rapçidir. Tupac'a olan benzerliği ile Tupac hayranlarının dikkatini çekmektedir.

Akil the MC - Tupac benzerliği
Akil the MC - Tupac diş benzerliği

Jurassic5 adlı rap müzik grubunda yer Akil'in grup arkadaşları da kendisi kadar ilgi çekicidir. Çünkü kendisi 2pac'a benzediği gibi en yakın arkadaşı ve grup mensubu olan Chali 2na da Tupac'ın en yakın arkadaşı, kendisinden yaklaşık 2 ay sonra vefat eden Yaki Kadafi'ye aşırı derecede benziyor.

Tupac'ın ölen arkadaşı Yaki Kadafi'ye benzeyen Chali2na

Durun henüz bitmedi. Grupta bulunan Soup lakaplı kişi de Tupac'dan yaklaşık 6 ay sonra ölen ünlü rapçi The Notorious B.I.G'ye benziyor. 

Tupac'ın ölen arkadaşı The Notorious B.I.G'e benzeyen Soup

Tesadüfler zinciri bununla da bitmiyor grupta bulunan Marc 7 lakaplı kişi Hussein Fatal'a, DJ Nu-Mark ise Johnny J'ye benziyor.

Marc 7 - Hussein Fatal benzerliği
DJ Nu-Mark - Johnny J benzerliği

Akil'in eşi ise Tupac'ın eski sevgilisi Lisa'ya benziyor. Bir diğer ilginç tesadüf ise Lisanın ölüm tarihi 25 Nisan Akil Talibin doğum tarihi de 25 nisan.

Akil'in eşi ile Tupac'ın eski sevgilisi Lisa'nın benzerliği

Lisa aşağıda görmüş olduğunuz fotoğrafı 1992 yılında Tupac için çiziyor ve not düşüyor "10 yıl sonra birlikte olacağız" fotoğraftan 4 sene sonra Tupac ölüyor. Ondan 6 sene sonrada Lisa ölüyor. Notta da belirttikleri zaman zarfında tam 10 yıl sonra ikisi de ölmüş oluyor veya başka isimlerle birlikte huzurlu yeni bir hayat mı kurmuş oluyorlar demeliyiz bilemiyorum. 

Lisa'nın Tupac için çizdiği fotoğraf

Yani uzun lafın kısası tesadüflere ve benzerliklere bakacak olursak sanki Tupac tüm arkadaşlarını Jurrasic5 grubunda toplamış ve yaşamına devam ediyor. Tupac'la ilgili daha yüzlerce delil var. Biz fazla uzatmadan diğer bir isme geçelim.

#2 Elvis Presley 1935 - 1977

Elvis Aaron Presley; Amerikalı şarkıcı, müzisyen, oyuncu. Dünya çapında 'Rock'n Roll'un Kralı' ya da kısaca kral olarak tanınır.

1977 yılında Indianapolis'deki son konserinden sonra 16 Ağustos 1977 tarihinde öldü. Ölümünden sonra açıklama yapan Doktor Jerry Francisco ölümüne kalp yetmezliğinin neden olduğunu söyledi. Fakat ölüm tarihinden itibaren CIA'ye kadar gidecek teoriler baş gösterdi. Hayranları asla onun öldüğüne inanmadı. Elvis'in ölümünden sonra binlerce kez görüldüğü iddia edildi.

Missouri eyaletinde 'Elvis yaşıyor' adı verilen ve binlerce kişinin ziyaret ettiği bir müze bile vardı. Hatta Elvis'in mekânı olan Graceland'da her sene dönüşünü bekledikleri partiler düzenliyorlar. 

'Elvis yaşıyor' şeridi

Bazı komplo teorilerine göre Elvis Presley'in cesedi bulunmadan saatler önce Graceland'e inen siyah bir helikopter onu Bermuda'ya kaçırmıştı. 

Ayrıca Elvis'in öldüğü gün kaldığı otellere giriş yaparken kullandığı takma ad olan Jon Burrows adına Memphis'ten Arjantin'e alınmış bir uçak biletinin olması da hayret vericiydi.

Bazıları FBI'ın bir mafya örgütüne sızması için muhbirlik yaptığı, ölüm tehditleri sonrası da kimliğini gizleyerek saklandığını söylüyor.

1988 tarihli ‘Is Elvis Alive’ kitabının yazarı Gail Brewer-Giorgio, 1988 yazında Elvis Presley ile bir telefon görüşmesi yaptığını iddia etti.

Elvis'in mafya bağlantıları olduğu ve tanık koruma programına girmek zorunda kaldığı teorisini ortaya atan yazar, Elvis'in kendisiyle doğrudan iletişime geçmesinin ardından telefon görüşmesinin kaydedildiği söylentiler arasında.

ABD'de yayınlanan TIME dergisine konuşan Giorgio, Presley'nin FBI'a gizli olarak çalışan 'bir Amerikan kahramanı' olduğunu söylüyor, "Elvis'in bugün hâlâ yaşayıp yaşamadığını bilmiyorum. Ama Elvis, 16 Ağustos'ta ölmedi. Bundan eminim" diyordu.

İddiaya göre Elvis, 1976'da "The Fraternity" isimli mafya örgütüne sızıp FBI adına ajanlık yapmış. FBI da Elvis'i daha önce özel uçağını satmak için örgütle temasa geçmiş olması nedeniyle seçmiş.

Giorgio'nun ulaştığı FBI belgelerine göre, örgüt muhbir olduğunu anladığında Elvis, FBI tarafından tanık korunma programına alındı. Mafyanın ölüm tehditleri nedeniyle de öldüğünün sanılmasını istedi ve kendisine yardım ettiler.

Bazı hayranları ise Elvis'in son yıllarda obezite ile mücadele etmesinden ötürü hayranlarının gözünde kötü bir imaj bırakmamak, akıllarında efsane kalabilmek için sahte bir ölüm yaptığını iddia ediyor.

Peki yaşadığına dair deliller var mı?

Elvis'in cenazesine katılanlardan bazıları tabuttaki kişinin o olmadığına oldukça emindi.

Tabutun içindeki adamın burnunun, kaşlarının ve en önemlisi görünüşünün Elvis Presley'e çok fazla benzemediğini ve tabutun içinde Elvis'in balmumundan yapılmış heykeli olabileceğini iddia ettiler. Gerçekten de tabutun içindeki kişi Elvis'e benzemiyordu. 

Elvis Presley'nin tabutun içindeki halinde burnunun farklı olması
Tabutta sanki Elvis Presley'nin genç hali yatıyordu.

İkinci şüpheli durum ise mezar taşında isminin yanlış yazılmasıydı.

'Elvis Aaron Presley' yazıyordu ancak Elvis'in ikinci adı Aaron değil, Aron'dı.

Elvis'in mezarında 'Elvis Aaron Presley' yazıyordu ancak Elvis'in ikinci adı Aaron değil, Aron'dı.

Bir başka ilginç iddia ise Elvis'in ölüm tarihinden yaklaşık 13 yıl sonra 1990 yılında vizyona giren 'Evde Tek Başına' filminin bir sahnesiyle bağlantılıydı.

İddialara göre filmin havaalanında geçen bir sahnesinde Kate Mccallister adlı karakterin arkasında duran kişi Elvis Presley'nin ta kendisiydi.

'Evde Tek Başına' filminin bir sahnesinde Elvis Presley olduğu iddia edilen adam
Elvis Presley'le adamın benzerliği

O yıllarda havaalanı sahnesi o kadar çok konuşuldu ki konuyla ilgili filmin yönetmeni Christopher Colombus, "Bu insanlar o adamın Elvis Presley olduğuna ikna oldular. Ölü numarası yaptığını ve şov dünyasını hâlâ sevdiği için Evde Tek Başına'da figüran olduğunu düşündüler. Şu adama bakın, o Elvis Presley değil!" açıklamasını yapmak zorunda kaldı.

2016 yılında ise Graceland'de sakallı bir adamın beyzbol şapkası taktığı ve birçok hayranının o adamın Elvis Presley olduğuna dair iddiaları gündeme gelmişti.

Eğer Elvis yaşasaydı şu an 87 yaşında olacaktı. Hayranları onun şu an Bob Joyce adıyla yaşadığına inanıyor.

Müzisyen olan Bob Joyce aynı zamanda Hristiyan vaazci olarak insanlara öğretmenlik yapıyor. Bazı konuşmalarını da YouTube'da paylaşıyor. Çoğu Elvis hayranı Bob'un konuşma, ses, vücut hareketleri ve yüz benzerliklerinden ötürü kesinlikle Elvis olduğuna inanıyor ve YouTube'da yüzlerce analiz videosu yayınlıyorlar.

Elvis Presley - Bob Joyce benzerliği

Dikkatli incelendiğinde gerçekten de benzerlik mevcut. 

#1 Michael Jackson 1958 – 2009

Evet geldik ilk sıraya. Michael Jackson’ın ilk sırada olmasının sebebi diğerlerinden daha fazla delile sahip olması. 

Resmiyete göre Michael Jackson'ın ölümü 25 Haziran 2009'da Los Angeles'ın Holmby Hills mahallesindeki North Carolwood Drive'daki evinde akut propofol ve benzodiazepin zehirlenmesinden dolayı gerçekleşti. Geçmiş yıllardan beri Elvis Presley ile başlayan sahte ölüm furyası Tupac Shakur ve Michael Jackson ile devam etmişti.

42 yaşında hayatını kaybeden Elvis, 25 yaşında hayatını kaybeden Tupac'ın ardından 50 yaşında hayatını kaybeden Michael Jackson da sahte ölüm iddialarıyla adından sıkça bahsettirmişti.

Hatta Michael sahte ölüm yaptığı iddia edilen ünlü kişilerin arasında en çok konuşulan ve bu konuda en çok delile sahip olan kişi olarak listemizin başında yer alıyor.

Bu kişilerin arasında yaşadığına en çok inanılan kişi şüphesiz Michael Jackson. Araştırmalara göre Michael Jackson hayranlarının yarısı onun yaşadığına inanıyor. Yaşanılan yüzlerce olayın ardından Michael hayranları onun ölümünün gerçek olduğuna inanmıyor. 

Michael Jackson konusu çok uzun olduğu için bu yazıya sığmadı :) Bu linkten Michael Jackson'ın ölmediğine dair fotoğraflarla kanıtlı yazımızı okuyabilirsiniz. 

Bizi takipte kalın!  

Bir Cevap Yazın

*E-Posta adresiniz gösterilmez.

Oturum Aç

Şifremi Unuttum

İçeriği Şikayet Et