İlginç Bilgiler

Hayalet Protokolü Gerçek mi? Sahte Ölüm Yapmak Mümkün mü?


Eylül 01, 2023 / 567 Görüntüleme / 0 Yorum

Sahte ölüm kavramı, birçok filmde ve dizide işlenen bir tema olmuştur. Bu kavram, genellikle karakterlerin birçok sebepten dolayı ölü taklidi yapmasını konu alır. Kimlik değiştirmek, bir suçtan kaçmak, birini kandırmak ya da intikam planları yapmak gibi konular ile birleştirilir.

Sahte ölümler, sadece popüler kültürde yer bulan bir tema olmaktan çok daha fazlasıdır. Tarih boyunca, bireyler çeşitli nedenlerle kendi ölümlerini sahteleyerek kaybolmayı veya yeni bir hayata başlamayı seçmişlerdir. Bu, sadece bir kaçış yöntemi olarak değil, aynı zamanda yeni bir başlangıç, özgürlük veya belki de geçmişi ardında bırakma arzusu olarak da görülebilir. Ancak, sahte ölümün nedenleri ve sonuçları her zaman masumane veya anlaşılabilir olmayabilir. Bu makalemizde, sahte ölüm fenomenini, tarihsel örneklerle, sosyolojik ve psikolojik açılarıyla detaylı bir şekilde ele alacağız. Hazırsanız başlıyoruz...

Inside Job - 7. bölüm

Öncelikle Hayalet Protokolü ile başlayalım. Peki nedir bu hayalet protokolü? Bunu anlayabilmek için önce Inside Job dizisinin 7. bölümünde yer alan bir sahneyi görmelisiniz.

Söz konusu protokolü yapan karakter şunları söylüyor: ‘’ Bu adamdan gerçekten kurtulmak istiyorsan, tek bir çözüm kaldı. Hayalet Protokol. Cognito’nun kaynaklarını kullanarak kendine ölü süsü verecek, Rafe hayatına devam edene kadar sırra kadem basacaksınız. İnan bana, en büyük ‘’ölü şöhretlerin’’, aşırı ilgiden böyle kurtulmasını sağladım. Mesela Tupac ve Biggie’yi öldü sanıyorlar ama New York’un kuzeyinde üç Pomeranian’la hayatlarının en iyi günlerini yaşıyorlar.’’

Yani devletle veya özel bir kuruluşla anlaşma yaparak bir miktar para ödeyip sahte bir ölüm gerçekleştirdikten sonra yeni bir hayata başlayabilmeye yarayan özel bir anlaşmaya Hayalet protokolü deniyor.

İddiaya göre şöhretten ve aşırı ilgiden bunalan ünlülerin belli bir yaştan sonra başvurdukları bu yöntem ünlülerin bir nevi kaçış yöntemi oluyor.

Bu sayede şöhretin yıllarca zirvesine oturmuş ve şöhreti fazlasıyla tatmış olan ünlüler ömürlerinin geri kalan kısmını farklı isimleri ve farklı karakterleriyle daha sakin bir bölgede yaşayabiliyorlar. 

Yani kısacası ünlüler sahte ölüm yapıyor ve bir sonraki hayatlarını daha sakin ve huzurlu, ilgiden uzak yaşayabiliyorlar. Bu anlaşmaya da hayalet protokolü ismi veriliyor.

Peki bu gerçek olabilir mi? Inside Job animasyon dizisinde bu protokolden bahsediliyor ve sonrasında ünlü rapçi Tupac ve Biggie'nin de bu protokol sayesinde sahte ölüm yaptıkları ve şu anda huzurlu bir hayat yaşadıkları vurgulanıyor. Bunun sadece bir animasyon dizisi olduğunu ve anlatılanların gerçekten ibaret olmadığını düşünenleriniz olabilir. Ama kesinlikle böyle düşünmemelisiniz. Çünkü günümüzde birçok gerçek, filmlerle ve dizilerle bize ''şaka'' yoluyla gizli mesajlarla anlatılmaya çalışılıyor.

Ve unutmayın ki gerçeği karşı tarafa söylemenin bir diğer yolu da bunu şakayla karışık bir mizah yöntemi ile anlatmaktır. 

Simpsonların geleceği bilmesi

Animasyon filmlerini küçümsememelisiniz zira Simpsonlar buna en büyük örnek olabilir. Dünyayı yöneten karanlık güçler eylemlerini gerçekleştirmeden önce bunu diziler ve filmler ile bize gösteriyor olabilir. Yani ismi ''Hayalet Protokolü'' olmasa bile farklı bir isme sahip fakat aynı amacı teşkil eden bir anlaşmanın var olduğu ihtimaline gerçekten inanmalısınız.  Çünkü günümüzde birçok ünlü özellikle orta yaş olarak nitelendirdiğimiz 40-50 yaş aralığında ölümlerini sahteliyor. 

Bazıları 70’li yaşlarında daha yaşlıyken bunu tercih etse de çoğu kişi orta yaşlarında şöhretli hayatlarını bırakabiliyorlar. Bunlara örnek olarak sahte ölüm yaptıkları düşünülen Michael Jackson (50) ve Elvis Presley’i (42) örnek gösterebiliriz. Zira bu iki isim içinde yaşadıklarına dair ciddi bulgular ve iddialar mevcut. Konuyla ilgili  Michael Jackson Yaşıyor mu? Müziğin Kralının Gizemli Hayatı ve Hala Yaşadığı Düşünülen 18 Ünlü başlıklı yazılarımızı da okumanızı öneriyoruz.

Michael Jackson yaşıyor mu? 

Fakat durum hepsi için sadece şöhretten sıkılma olmuyor. Çoğunun sebebi sadece şöhretten bıkmak ve huzurlu bir hayat yaşama isteği olsa da bazılarının ciddi sebepleri de olabiliyor.

Örneğin ödeyemeyeceği kadar borçlarının olması, onları öldürmek isteyen düşmanlarının olması, ailevi sorunlar, üzerine atılan suçlardan kaçmak, film veya dizileri için PR yapmak gibi birçok nedenden dolayı sahte ölüm yapabiliyorlar. 

Şöhretten sıkılan ve başka bir hayat yaşamak isteyen ünlülere örnek verecek olursak buna en iyi örnek Andy Kaufman olacaktır.

Andy Kaufman

Taxi dizisinde canlandırdığı Latka rolü ile ünlenen komedyen Andy Kaufman 35 yaşında akciğer kanserinden vefa etmişti. 

Fakat en yakın arkadaşlarından bazıları bile Kaufman'ın öldüğüne asla tam olarak inanmadı. Bu söylentilere, Kaufman'ın sık sık kendi ölümünü taklit etmekten bahsettiğini iddia eden Kaufman'ın arkadaşları da dahil olmuştu. Hatta bunu Andy'nin erkek kardeşi Michael Kaufman'da doğrulamak zorunda kalmıştı.  Hala Yaşadığı Düşünülen 18 Ünlü Adlı yazımızda Andy’nin hikayesini daha detaylı öğrenebilirsiniz. 

Kısacası görüldüğü üzere ünlü insanlar şöhretten bunalarak sahte ölüm yapabiliyordu.

Michael Jackson’ın da 2014 yılında Kanada’nın sessiz bir gölünde yaşadığı iddiaları yayılmıştı. İddiaya göre; Jackson'ın ölüm haberlerinden bir hafta sonra, Ontario'nun Lake Doré gölü yakınında küçük bir bungalova gizemli bir yabancı taşınmış. Orada yaşayan bir komşuya göre, bir dizi taşıma kamyonu ve bir limuzin, arazinin önüne gelmiş ve "solgun orta yaşlı bir erkek", görünüşte 3 koruma tarafından eve eşlik edilmiş.

Nüfus kayıtlarına göre evin sahibinin adı Alain Pontifex'miş. O, hiçbir zaman kamuya açık bir yerde görülmemiş. Bir personel tarafından ihtiyaçları karşılanıyormuş. 

Michael Jackson'ın son zamanları

Yerliler Pontifex hakkında sorular sorduğunda, ev halkının çalışanları tarafından verilen cevap her zaman aynı olurmuş: "Bay Pontifex çok özel bir kişidir."

Kulübeye teslim edilen birçok paket, tiyatro makyajı ve kostüm şirketlerinden geliyormuş. Kulübeyi ziyaret edenler her zaman personel tarafından Ottawa Uluslararası Havaalanı'ndan Bay Pontifex’in evine özel olarak eşlik edilir ve şemsiyelerle korunurmuş. Ayrıca mülkte egzotik hayvanların barındırılması için izinler alınmış.

Kulübenin etrafında "dış çalışma" yapmak için tutulan eski bir müteahhit şöyle demiş: "Bay Pontifex ile hiç tanışmadım, ama bir veya iki kez sesini duydum. Michael Jackson'ın sesine benziyordu" Anonim bir çalışan ise Bay Pontifex hakkında: "Jackson olduğuna yemin edemem, ama ünlü biri olduğunu ve saklanmak istediğini hissettim ve evin içinde bir kayıt stüdyosu kurduklarına dair bir şeyler duydum sanırım."

Birkaç Jackson hayranı kulübeyi ziyaret etmeye çalışsa da özel güvenlikler tarafından durdurulmuş.

Eğer anlatılanlar doğruysa Michael Jackson'ın Alain Pontifex sahte adıyla bir dönem Kanada'da yaşıyor olması çok olası duruyor.

Popüler kültür ve tarihsel örnekler, bu konseptin ne kadar kök saldığını ve insanların birçok farklı nedenle bu seçeneğe başvurduğunu göstermektedir. Bunun yanı sıra, böyle bir eylemin sadece bireysel bir tercih olmadığını, aynı zamanda geniş kitleleri de etkileyebilecek bir olgu olduğunu unutmamak gerekir.

Gördüğünüz üzere gizli anlaşmalar sayesinde birçok ünlü ölümünü sahte yapmış olabilir. O yüzden bize düşen görev, hemen her konuda olduğu gibi, bu konuda da körü körüne inanmamak, araştırmak, sorgulamak ve olguları anlamaya çalışmaktır. Zira gerçekler, yüzeyin altında saklı olan sırlardan daha karmaşık ve derin olabilir.

Sahte ölüm teması birçok dizi, film ve hikâye de de işlenmiştir.

Sherlock - Reichenbach Düşüşü

"Sherlock" (BBC Dizisi): Sir Arthur Conan Doyle'un ünlü dedektifi Sherlock Holmes'un modern bir uyarlaması olan bu dizi, Sherlock'un kendi ölümünü sahteleyerek düşmanlarından nasıl kaçtığını anlatan "Reichenbach Düşüşü" bölümüyle bilinir.

"Gone Girl": David Fincher'ın yönettiği ve Gillian Flynn'in romanından uyarlanan bu film, bir kadının kendi kaçırılmasını ve ölümünü sahteleyerek kocasını suçlamasını konu alır.

"Mission: Impossible" serisi: Bu film serisinde Ethan Hunt ve ekibi, düşmanları tarafından öldü sanılmak için kendi ölümlerini sahteleyerek onları kandırırlar.

"Prison Break": Dizinin 4. sezonunda öldüğü düşünülen hatta kendisi için bir mezar yapılan baş karakter Michael Scofield’ın 5. sezonunda aslında sahte bir ölüm yaptığı gösterilir.

"The Dark Knight": Batman serisinin bu filminde, Harvey Dent'in ölümünün sahte olduğu izleyiciye sunulmuştur.

"Cast Away": Tom Hanks'in başrolünde olduğu bu filmde, karakterin uçak kazasında öldüğü düşünülür, ancak aslında ıssız bir adada hayatta kaldığını öğreniriz.

"24" (Dizi): Bu dizi, Jack Bauer'ın birkaç kez öldüğüne dair yanıltıcı sahnelerle bilinir.

"The Prestige": Christopher Nolan'ın yönettiği bu film, sahne hileleriyle gerçekleştirilen sahte ölümler üzerine kurgulanmıştır.

Bu yapımların yanı sıra sahte ölüm teması, birçok hikâyede, kitapta, dizide, video oyunlarında ve filmlerde farklı şekillerde işlenmeye devam etmektedir. Peki eğer ölümünüzü sahte yapma imkânınız olsaydı sebebiniz ne olurdu? Hadi yorumlarda buluşalım...

Bir Cevap Yazın

*E-Posta adresiniz gösterilmez.

Oturum Aç

Şifremi Unuttum

İçeriği Şikayet Et