İlginç Bilgiler

Loch Ness Gölü Canavarını Yakalamak için Av Projesi Başlatıldı!


Eylül 29, 2023 / 316 Görüntüleme / 0 Yorum

Dinazorlar... Bir zamanlar bu gezegenin hakimiydiler, gökyüzünü kanatlarıyla, toprakları pençeleriyle saran muazzam varlıklar. Onların devasa adımları, yeryüzünün ritmini belirlerken, gölgesi altında kalan her şey onların gücüne tanıklık ederdi. Ancak bir gün, sessizce tarih sahnesinden silinip yok oldular. Ya da biz onların yok olduğunu düşünüyorduk demem daha doğru olur. Çünkü hala bazıları milyon yıllar önceki dinazorlardan bir kısmının Loch Ness’de bir gölde yaşamlarını sürdürdüğüne inanıyor...

Nessie ile ilgili yazı serimizin ikinci bölümüne hoş geldiniz.  Bu bölümümüzde sizlere ilginç bir projeden bahsedeceğiz. Sonrasında ise bu projenin sonuçlarından Nessie’nin derin tarihine kadar ilk bölümde anlatmadığımız şaşırtıcı bilgileri daha derinlemesine aktaracağız.

Yakın zamanda sıra dışı bir etkinlik gerçekleşti. Hâlâ 21. Yüzyılda bazı gelenekleri sürdürüyoruz, çünkü bazen eski yöntemlerden vazgeçmek zordur. Ama bu seferki etkinlik sıradan bir av partisi değildi. İskoçya'nın derinliklerinde, Ness gölünün mistik sularında, yüzlerce meraklı bir araya geldi. Amaçları belliydi: Loch Ness canavarının peşine düşmek! Ve böylece, yüzyıllar boyunca sayısız gözlemci tarafından var olduğuna inanılan bu efsanevi varlığı keşfetmek adına son yarım yüzyılın en kapsamlı 'keşif seferi' başlatıldı. Peki canavar bu sefer yakalandı mı? 

Av Projesi Nasıl Başlatıldı?

Nessie Avı

Geçtiğimiz haftalarda (26 ve 27 Ağustos tarihlerinde) dünyanın dört bir yanından gelen meraklı insanlar, 50 yılın en büyük Loch Ness Canavarı avı için kolları sıvadı.

İskoçya'daki Loch Ness Merkezi, bu 2 günlük etkinlikte efsanevi yaratığı bulmak için suyun altını tarayacağını, yeni teknolojiler kullanılacağını belirtti.

"The Quest Weekend" (Hafta Sonu Arayışı), sevgi dolu bir şekilde "Nessie" olarak adlandırılan canavar için 50 yılı aşkın süredir yapılan en büyük arama olacaktı.

Geçmişteki en geniş çaplı araştırmayı ise şimdi var olmayan Loch Ness İnceleme Kurumu yürütmüştü. 1962 yılında faaliyete geçen bu grup, amaçları doğrultusunda 20 bin dolarlık (enflasyon göz önüne alındığında bugünkü değeri 202 bin doların üzerinde) bir destekle ödüllendirilmişti. Ancak, 1972'de olumlu bir bulgu elde edemeden araştırmalarını tamamlamışlardı.

Etkinliğe canavar avcılarının hem bizzat katılabileceği hem de etkinliği evlerinden canlı izleyebilecekleri belirtildi. Katılmak isteyen gönüllüler, internetteki bir form aracılığıyla etkinliğe kaydoldular. Katılımcılar, 23 mil uzunluğundaki gölün etrafında altı gözlem noktasından birine gelip canavarı gözlemleyebileceklerdi. İskoçya'da olmayanlar için ise, yerel turizm otoritesi gölün etrafından canlı yayın yapan web kameralarına sahipti.

Bu göreve katılmak isteyenler için ayrıca Loch Ness Projesi'nin Kaptanı Alistair Matheson ile dünyaca ünlü gölün derinliklerini keşfetme şansı bulunduğu duyuruldu.

Yerel Turizm Merkezi, resmi Nessie gözlemlerinin net yüz özelliklerini göstermesi gerektiğini söylüyordu. "Bu hafta sonu, daha önce hiç yapılmamış şekilde suları arama fırsatı sunuyor" diyen Loch Ness Merkezi Genel Müdürü Paul Nixon: ’Ne bulacağımızı görmek için sabırsızlanıyoruz.’’ diyerek etkinlikle ilgili heyecanını dile getirmişti.

Konuşmasının tamamı ise şu şekilde:

“Biz bu eşsiz hikâyenin koruyucularıyız ve ziyaretçiler için unutulmaz bir deneyim oluşturmaya yatırım yapmanın yanı sıra, ünlü Loch'un sularının altında yatan gizemleri aramaya devam etmeye ve ortaya çıkarmaya kararlıyız. Hafta sonu, suları daha önce hiç yapılmamış bir şekilde arama fırsatı veriyor ve ne bulacağımızı görmek için sabırsızlanıyoruz."

İskoçya'daki Loch Ness Merkezi, meşhur ve efsanevi Loch Ness Canavarı'nı arama çalışması için "umut vaat eden canavar avcılarını’’ aradıklarını duyurmuştu.

Loch Ness sitesinde yapılan duyuru ‘’Tüm Canavar Avcılarını çağırıyoruz’’ başlığıyla yapıldı.

Duyurunun tamamı şu şekildeydi:

‘’Nessie'yi bulma arayışı, Loch'ta 50 yılı aşkın süredir yapılan en büyük aramayla başlıyor.

Ünlü bir gözlemin üzerinden 90 yıl geçtikten sonra gerçeği ortaya çıkarmak için yeni bir canavar avcısı nesline ihtiyacımız var.

Loch Ness Exploration'ın (LNE) baş sponsorlarıyız. Bu bağımsız ve gönüllü araştırma ekibi, Loch Ness'in ünlü sularını araştırıyor ve gizemlerini keşfediyor. 1972'de Loch Ness Araştırma Bürosu (LNIB) Loch'u incelediğinden bu yana bu türdeki en büyük araştırmada yer alacak olan genç canavar avcıları arıyoruz. Etkinlik, 26 Ağustos Cumartesi ve 27 Ağustos Pazar günleri gerçekleşecek.

Hafta sonu boyunca, Loch Ness'te daha önce kullanılmamış olan araştırma ekipmanları, gizemli suların sırlarını ortaya çıkarmak için kullanılacak. Bu ekipmanlar arasında, kızılötesi kameralar kullanarak sudan termal görüntüler üretecek termal drone'lar bulunuyor. Yukarıdan ısıyı gözlemlemek, gizemli anormallikleri tanımlamada kritik bir bileşen sağlayabilir. Son olarak, bir hidrofon, Nessie benzeri çağrıları dinlemek için su altındaki akustik sinyalleri algılamak üzere kullanılacak, ayrıca gerçeği bulma arayışında daha fazla teknoloji de kullanılacak.

Hafta sonu etkinliklerinin bir parçası olarak, Loch Ness Merkezi ve LNE, Loch'ta büyük bir yüzey gözlemine katılmak üzere gönüllüler arıyor. Suyun üzerindeki kesintilere ve anlaşılmaz hareketlere dikkat edilmesi gerekiyor. Her sabah, LNE'den Alan McKenna, neye dikkat etmeleri gerektiği ve bulguları nasıl kaydedecekleri konusunda gönüllülere Loch Ness Merkezi'nden canlı bilgilendirme yapacak. Ayrıca, her gün yeniden tasarlanan merkezden günün bulgularını gözden geçirme olacak.’’

Loch Ness Araştırma Bürosu üyelerinden biri ve Loch Ness Exploration'dan Alan McKenna maceracılara şöyle seslendi:

‘’Loch Ness Exploration’ı başlattığımızdan beri, açıklaması daha zor olan tüm doğal davranışları ve olguları kaydetmek, incelemek ve analiz etmek her zaman amacımız olmuştur. Loch Ness meraklılarının yeni bir nesline ilham vermek umudumuzdur ve bu geniş çaplı yüzey gözlemine katılarak bu büyüleyici gizeme kişisel olarak katkıda bulunmak için gerçek bir fırsat yakalayacaksınız.’’

Ayrıca ava katılanlar Alan McKenna ile birlikte hafta sonu boyunca dört Premium Deepscan (derin göl taraması) gezisi yapabilecekti. Kişi başı 45 sterline mal olan bu geziler, gölün derinliklerindeki sesleri dinlemek için 60 foot uzunluğunda bir hidrofon kullanarak genişletilmiş bir tur sunmaktaydı. Misafirler, 1987'de Loch'ta gerçekleştirilen ünlü keşif seferinin adını taşıyan gemide bir tur da ayırtabilecekti.

Loch Ness Exploration araştırma ekibiyle gerçekleştirilen ortak araştırmalarda, kurumun açıklamalarına göre bölgede daha önce deneyimlenmemiş yüksek teknolojik aletler kullanıldı. Bu ekipmanlar arasında göldeki yaşam belirtilerini ve sıcaklığı tespit etmek için ısı değişikliklerini izleyebilen termal drone'lar ve "Nessie benzeri sesleri" algılayabilen hidrofonlar da bulunuyordu.

Peki av projesinde neler oldu?

Yetkililer 31 Ağustos’ta keşfettikleri bulgular hakkında detaylı bir rapor sundu ve Eylül ayının sonlarında daha ayrıntılı bir rapor paylaşacaklarını belirttiler. İşte rapor sonuçları...

Yüzey Araması

Yüzey araştırmasından, The Quest gözlem formları aracılığıyla birden fazla potansiyel gözlem bildirimi olduğunu doğrulayabiliriz.

Bir sanal gönüllü, yüzeyin hemen altında hareket eden ve gözden kaybolan büyük bir gölgeyi tanımladı.

Gönüllü tarafından doldurulmuş bir gözlem raporu örneği:

Yüzey suyu koşulları: oldukça sakin görünüyordu

Görüş süresi: yaklaşık 5 dakika

Yakınlarda tekne veya tekne dümen suyu var mıydı? HAYIR

Nesnenin enkaz olduğuna inanıyor musunuz?: Hayır. Çok büyüktü. Su yüzeyinin altında ekranda sağdan sola hareket eden büyük bir form belirdi. Fotoğraflarda göründüğünü, yaklaşık 15-20 feet hareket ettiğini ve ardından tekrar aşağıya indiğini görebilirsiniz. Daha sonra, sadece bir dakika kadar sonra, yüzeyin altına geri döner ve tekrar yoluna devam eder. 

Hull'dan Matty ve Aga adlı iki gönüllü, Quest hafta sonuna katılmak için Göller Bölgesi'ne yapacakları geziyi iptal etti. 27 Ağustos Pazar günü sabah saat 6.30'da gölde olağandışı bir şey fark ettiler; bunun hareketli 'tümsekler' olarak tanımlandığı ve daha sonra ortadan kaybolduğu belirtildi. Bize “ne olduğunu açıklayamadıklarını ama oldukça etkileyici olduğunu” söylediler.

Başka bir sanal gönüllü ekranı gölden çıkan bir nesneyi kaydetti. Kendisi şöyle konuştu: “Saat 11.05'te bir tekne Fort Augustus'a doğru yola çıktı ve bu, ön tarafta görebileceğiniz dümen suyu. Nesnenin uyanışla bağlantılı olduğunu, tekil bir olaya benzediğini düşünmüyorum. Önce uzun ve dar bir şey yüzeye çıkıyor, ardından siyah tümsek yuvarlak bir nesne yükselip batıyor. Ekran görüntülerine bir göz atın ve kendiniz görün! Bir su samuru ya da fok olabilir mi? Ne düşünüyorsun?’’

Hidrofon bulguları

Alan McKenna, hidrofonun işlevselliğini sağlamak için The Quest hafta sonunun başlamasından sadece bir gün önce Deepscan Cruise'a çıktı. Teknenin meraklı misafirlerinin yanı sıra ekipmanın güvenilirliğini doğrulamak için testler başlattılar. Gölün derinliklerinden gelen dört gizemli ve daha önce duyulmamış yüksek ses tespit edildi. Ne yazık ki heyecanın ortasında o kritik an kayıtlara alınamadı. Ancak gemideki tüm konuklar sesleri duydu. Arama sırasında cumartesi ve pazar sabahları başka herhangi bir garip ses duyulmadı.

Termal Görüntüleme Drone'ları

Açıklama: Birkaç hafta önce Dragonfly Films bize yaklaştı ve The Quest hafta sonu kapsamında körfezde termal görüntüleme drone araması yapmayı teklif etti. Bu teknolojinin geleceği ve ortaya çıkarmamıza yardımcı olabileceği yeni kanıtlar bizi heyecanlandırarak, onların büyük araştırmaya katılmasından büyük mutluluk duyduk. Aramanın planlandığı gibi devam ettiğini ve görüntülerinin bu yılın sonlarında belgeselleri yayınlandığında izlenebileceğini paylaşmaktan mutluluk duyuyoruz. Herkes gibi biz de sonuçları sabırsızlıkla bekliyoruz!

23 mil uzunluğunda ve 754 feet derinliğindeki bir gölde bulunması zor Nessie'yi aramak, yüzlerce gönüllünün yardımıyla bile her zaman zorlu olacaktı! Alan McKenna şu anda tüm gözlem raporlarını incelediği için önümüzdeki ayın sonlarında daha ayrıntılı bir rapor paylaşacağız.

Loch Ness Gölü ve Efsane Canavarı

Loch Ness, İskoçya'da bulunan ve 230 metreye kadar derinliklere ulaşabilen etkileyici bir göl. İlk bakışta 230 metre çok derin gibi gelmeyebilir, ancak 39 km'lik uzunluğuyla, hacimce Büyük Britanya'nın en büyük tatlı su kaynağıdır. Hatta İngiltere ve Galler'deki diğer tüm gölleri toplasanız bile, bu devasa gölün içerdiği su miktarını aşamazsınız. Su, bu denli büyük bir alanı kaplıyorsa, içinde bir canavarın saklanmasına yetecek kadar yer olduğunu söylemek de mümkün!

Büyüklük, gizemin de büyüklüğünü belirliyor!

Yaklaşık 1400 yıldır, bu gölün sularında bir şeylerin varlığını hissedenler var. Bu mistik varlık, gölün isminden esinlenerek "Loch Ness Canavarı" olarak anılıyor, ancak birçok kişi ona sevgiyle "Nessie" diyor.

Şimdi gelelim bazılarının sevgiyle andığı sevgi pütürcüğü efsanevi canavarın detaylarına...

Loch Ness canavarı, çoğu kişi için korkutucu olmayan, eğlenceli ve hümanist bir "canavar" olarak görülüyor ama geçmiş tarihe gittiğimizde canavarın epey bir saldırgan olduğunu öğreniyoruz.

Aziz Columba Nessie’yi Gördü mü?

Aziz Columba (521-597), İrlanda'da doğmuş ve özellikle İskoçya'da Hristiyanlık misyonerliği yapmış olan bir Hristiyan azizidir.

Columba, erken yaşlarda kiliseye olan ilgisi ve dini eğitimi sayesinde dikkat çekti. Genç bir rahip olarak, İrlanda'da birçok manastır kurdu ve yönetti.

565 yılında İskoçya'ya gelerek Iona Adası'nda bir manastır kurdu. Bu manastır, Kelt Hristiyanlığının merkezi oldu ve Columba'nın öğretilerinin yayılmasında önemli bir rol oynadı.

Columba, İskoçya'daki Pikt halkına Hristiyanlığı yayma konusunda büyük başarılara imza attı. Aynı zamanda, Hristiyanlıkla ilgili birçok şiir ve ilahi yazdı. Öğretileri, misyonerlik faaliyetleri ve kurduğu manastır sayesinde, Orta Çağ Avrupası'nda Hristiyanlık tarihi üzerinde büyük bir etkisi oldu.

Aziz Columba'nın Nessie ile ilgili anlatısı, Loch Ness Canavarı'nın yazılı kaynaklarda yer bulduğu en eski hikayelerden biridir.

Yaklaşık olarak MS 565 yılında, Aziz Columba, İskoçya'daki Pikt halkını Hristiyanlığa dönüştürmek için bir misyoner gezisi sırasında Loch Ness'e geldi. Rivayete göre, Columba, Ness gölüne bağlanan bir nehirde (muhtemelen River Ness) bir adamın canavar tarafından saldırıya uğradığını ve sürüklendiğini gördü. Adam, su yüzeyinin altına sürüklendi ve öldürüldü.

Sonrasında yaratık tarafından parçalandığı söylenen kişinin cenazesi yapılmış. Cenazeye katılan Aziz Columba, orada duyduklarından sonra kendi takipçilerinden olan Luigne moccu Min'ı göle gitmesi ve karşı kıyıya yüzmesi için göndermiş. Canavar, Luigne'ye doğru hızla yüzmeye başlamış, ama Columba hızla elini kaldırıp "Haddini bil! Daha ileri gitme! Adama dokunma! Derhal geri dön!" diye haykırınca canavar hemen durmuş ve sonra sanki zincirlerle geri çekiliyormuşçasına hızla geri çekilmiş. Böylelikle Luigne'ye zarar vermeden geri dönmüş.

Bu olay, Columba’nın takipçileri ve olaya şahit olan kişiler tarafından Columba'nın kutsal gücünün ve inancının bir göstergesi olarak kabul edilmiş. Ancak, bu hikâyenin tarihsel gerçekliği kesin olarak bilinmemektedir ve zamanla değişikliklere uğramış olabileceği ihtimalide var. Bu yine de Loch Ness Canavarı hakkında yazılı kaynaklarda yer bulan en eski hikayelerden biri olarak kabul edilir.

Fakat efsanenin kökeni bundan da önceye dayanıyormuş.  Tahminen 1400 yıl önce gerçekleşen bu hadiseden daha öncesine gidelim. 

Pikt Canavarı aslında Nessie’mi?

Bu taşın tarihi yaklaşık 2200 yıl öncesine dayanıyor ve Piktler, yani Keltlerin bir alt grubu olan yerli halk, tarafından dikilmiş. Üst kısmındaki resim açıkça bir balığı temsil ediyor. Ancak alttaki figür biraz daha gizemli. Buna benzer tasvirler başka taşlarda da mevcut. Bu efsanevi "pikt yaratığı", bildik hayvanlara pek benzemese de bir nevi denizatına benziyor. Bunu dik bir şekilde tutarsak özellikle. Bazı yorumlara göre bir ejderha, bazılarına göre bir fil. "Pikt", İskoçya'nın erken tarihlerinde yaşamış olan kabilelerinden biridir. Bu nedenle, "Pikt Canavarı" ifadesi, Loch Ness Canavarı'nın (Nessie) Piktler tarafından bilindiğine bir işaret olabilir. Yani, Loch Ness canavarı hikayesi ilk düşündüğümüzden çok daha antik bir geçmişe sahip. Antik çağdaki başka bir kayıt ise Aziz Columba’nın yaşadığı olaydan yaklaşık 600 yıl sonra gerçekleşmişti. Bir din görevlisi Ness Nehri'nde devasa, alev saçan gözleri olan bir varlıkla karşılaştığını söyledi. Fakat bu varlığın çizimi, bugün bildiğimiz Nessie imajından oldukça farklıydı. Ya bu görgü tanığının çizim yeteneği pek iyi değildi ya da bu varlık dev bir ayıya benziyordu!

Modern Çağda Nessie

1933'te tanınmış bir iş adamı olan George Spicer ve üniversite mezunu eşi haberlere göre kuzey kıyı boyunca arabalarıyla giderken gölün açıklarında yaratığa tanık olmuş ve tanıklıklarını şu sözlerle ifade etmişlerdi: “Tam bir dakika boyunca yuvarlanıp dalarak hareket etti, vücudu bir balinanınkine benziyordu ve su, kaynayan bir kazan gibi çalkalanıyordu.” Bu hikayeyle birlikte, bu esrarengiz varlık için Monster yani "canavar" sıfatı kullanılmaya başlandı.

2. Olay

İkinci gözlem ilk haberden 2 ay sonra, 1933'ün Temmuz ayında gerçekleşti. Varlıklı bir kişi ve yanında oturan eşi arabaları ile giderken yaratığı, fil hortumundan biraz daha kalın, uzun ve dalgalı bir boyun olarak tarif etmişler ve heyecanla şunları eklemişler: “hayatımda meydana gelen bir ejderhaya veya tarih öncesi hayvana en yakın yaklaşımdı.” 

Bu varlık artık sadece bir canavar olarak değil, aynı zamanda bir plesiosaur benzeri dinozor olarak tanımlanıyordu. Dinazorlar bir zamanlar bu dünyanın sakinleriydiler. Acaba bazıları bu gölde bir şekilde hayatta kalabilmiş olabilir miydi? Peki bilim buna ne diyor?

Bilim Nessie için Ne Diyor?

Plesiosaurların ekolojisi üzerine yaptığımız incelemeler, bu türün neslinin yaklaşık 65 milyon yıl önce sona erdiğini gösteriyor. Fakat varsayımsal bir senaryo ile düşünelim. Eğer bu dinozorların bir kısmı Loch Ness gibi izole bir göl ekosisteminde hayatta kalmayı başarsaydı, bu nasıl olurdu? Bilimsel analizlere göre, yaklaşık 10,000 yıl önce bu bölgede bir göl olmadığını biliyoruz. Gölün oluşumundan itibaren bu türün 10,000 yıl boyunca popülasyonunu sürdürebilmesi için genetik çeşitliliği koruyabilmek adına minimum ne kadar eş canlıya ihtiyaç duyduğunu hiç düşündünüz mü? Biyoçeşitlilik araştırmaları, bu süre zarfında popülasyonun devam edebilmesi için en az 20 adet daha eş canlıya ihtiyaç olduğunu ortaya koyuyor. Eğer bu rakamın altında bir popülasyon oluşsaydı, uzun vadede türün devamı risk altında olurdu. Bu demografik veriye dayanarak, eğer 20'den fazla plesiosaur bu gölde yaşasaydı, gözlem frekansımızın çok daha yüksek olması gerekirdi. Yani çok daha fazla Nessie görüyor olurduk.

Ayriyeten 65 milyon yıl önce neslinin tükendiği düşünülen bir canlının maksimum 10.000 yıllık bir gölde olması bilim adamları için imkânsız görülüyor. Yani eğer Nessie gerçekse ve bulunabilirse belki de bize öğretilen bilim tarihini tamamen değiştirecek bir olay olacak. 

Modern zamanlara yakın canlılara odaklanacak olursak, Grönland köpek balığı ikinci seçeneğimiz olacaktır. 200-600 metre derinlikte yaşayan ve maksimum 7 metreye kadar büyüyebilen etkileyici bir deniz canlısıdır. Ancak bu türün doğal habitatı okyanuslardır, bu nedenle tuzlu suya adaptasyonları vardır. Bazı biyologların tatlı suda da yaşayabileceği yönündeki iddialarına karşın, bu adaptasyonun Loch Ness gibi bir tatlı su gölünde gerçekleşmesi bilime göre olasılık dışıdır. 

Tatlı sularda yaşayabilen en büyük canlılardan biri kedi balığıdır ve bu türler 4 metreye kadar büyüyebilir. Ancak, gölde yapılan genetik analizlerde kedi balığı DNA'sına rastlanmamıştır. Yapılan DNA analizleri, gölde en yaygın bulunan türün yılan balığı olduğunu gösteriyor. Avrupa'da bilinen en büyük yılan balığı 1.8 metre uzunluğundadır, ancak bazı bilim insanları, bu türün gölde daha büyük boyutlara ulaşabileceğini öne sürüyor. 

Bazı bilim çevreleri, canavarın büyük bir yılan balığı olabileceğini düşünüyor. Ancak Virginia Politeknik Enstitüsü ve Devlet Üniversitesi'nden kimya ve bilimsel araştırmalar profesörü Henry H. Bauer, "Tüm deliller, bu yaratıkların Loch'un derinliklerinde yaşadığına işaret ediyor. Fakat elimizdeki veriler, bu yaratıkların dev yılan balıkları olduğu tezini onaylamıyor." ifadesiyle bu görüşe katılmadığını belirtiyor. Loch Ness Canavarı meraklıları, tarihi İskoç folklorunun, bir plesiyozora benzer şekilde, küçük bir kafası ve uzun boynu olan tarih öncesi bir sürüngen olabileceğine uzun zamandır inanıyor.

Fakat şüpheciler bilimsel açıklamalar nedeniyle plesiosaurların bir tuzlu su ortamına ihtiyaç duyduğu için Loch Ness'te yaşayamayacağını bildiriyor. Son bulgulara göre Britanyalı araştırmacılar, Loch Ness Canavarı'nın varlığının "olumlu" bir ihtimal olduğunu belirtti.

Bu iddia, bilim insanlarının bugünkü Fas bölgesinde, eski bir 100 milyon yıllık nehir yatağında plesiosaurs fosilleri (dinozor dönemine ait uzun boyunlu deniz canlıları) keşfetmeleri sonucunda ortaya atıldı. Bu fosil buluntuları, bu canlıların tatlı suda da yaşamış olabileceği fikrini güçlendiriyor.

Bath Üniversitesi'nin son yayınına göre, yeni bulgular Loch Ness Canavarı'nın varlığını "bir ölçüde olası" kılıyor. Üniversitenin Cretaceous Research dergisindeki makalesine göre, plesiyozorların tatlı su ortamlarına uyum sağladığı ve belki de günümüz nehir yunuslarının yaşam tarzını benimsedikleri belirtiliyor.

Keşfedilen fosiller arasında üç metre boyundaki yetişkinlere ait kemik ve dişlerin yanı sıra 1,5 metrelik bir yavrunun kol kemiği de bulunuyor.

Bu fosil buluntular, plesiyozorların kurbağalar, timsahlar, kaplumbağalar, balıklar ve Spinosaurus gibi dev sucul dinozorlarla tatlı su habitatlarında düzenli olarak yaşayıp beslendiklerine dair ipuçları sunuyor.

Fakat paylaşılan sonuçlarda yine de türün 66 milyon yıl önce yok olduğu bildiriliyor.

‘’Plesiosaurlar denizlerle sınırlı değildi, tatlı suda yaşıyorlardı. Ancak fosil kayıtları, neredeyse 150 milyon yıl sonra son plesiosaurların, nihayetinde 66 milyon yıl önce dinozorlarla aynı zamanda öldüğünü de gösteriyor. ‘’

Gelelim tekrar görgü tanıklarına...

Nessie’nin İlk Fotoğrafı

Yine aynı yıl (1933) ikinci olaydan 4 ay sonra yaratığa ait ilk kare yakalandı. Görüntü oldukça net değildi. Günümüzde rastlanan UFO fotoğraflarıyla benzer bir bulanıklıkta hatta. Ancak o dönemin sınırlı teknolojisini ve o devasa Kodak makinelerini göz önünde bulundurduğumuzda, ilk deneme için oldukça etkileyici bir sonuç bence.

Nessie ile İlgili İlk Kitap ve Fotoğraflar

Görgü tanıklarının ifadelerine fotoğrafın da eklenmesiyle, Loch Ness Canavarı hakkında bolca bilgi birikmişti. Bu bilgilere dayanarak, 1934’te konuyla ilgili ilk kitap yayımlandı. Kitapta, ayrıntılı çizimler ve illüstrasyonlarla canavarın izini sürmek adeta bir avcılığa dönüştü. 

Geçen haftalarda bu "gizem avcılığının" en yeni örneklerinden birini gördük ve tüm bu sürecin, o ilk fotoğraf ve kitapla başladığını anlıyoruz. Ancak kitabın kapağındaki öne çıkan fotoğrafı fark ettiniz mi? Bugün Loch Ness Canavarı'nı temsil eden, adeta bir sembol haline gelmiş bu figür, kitabın kapağında belirgin bir şekilde yer alıyor. Bu ‘’cerrahın fotoğrafı’’ olarak adlandırılan Loch Ness gölü canavarının bu ünlü fotoğrafıydı. Londra'da saygın bir doktor, bu fotoğrafı 1934'te bir arkadaşıyla kuş gözlemi yaparken çekmiş. Suda bir hareketlilik gördüğünde kamerayı hemen bu yöne çevirip bu kareyi yakalamış. Bu dikkat çekici fotoğraf, bir yıl önceki bulanık fotoğrafa kıyasla çok daha belirgin bir şekilde canavarın silüetini gösteriyordu, bu nedenle gazetelerde büyük bir yankı uyandırdı.

1951 yılında, gölün yüzeyinden beliren garip tümseklerin fotoğrafı kaydedildi. 1955'te Urquhart Kalesi'nin hemen yanı başında, bir banka müdürü gizemli bir kare yakaladı. 

Eski bir yüzbaşı 1970'te canavarın peşinden göle geldi ve orada bir fotoğraf çekti. 

1972'deki bir karede, Loch Ness Canavarı'nın tümseği, ağzı açık bir halde suyun üzerinden yükseğe doğrulmuş gibiydi. 

Aynı dönemde çekilen bir başka su altı karesi, plesiosaur'a benzeyen bir varlık silüetini andırıyordu.

1977'de, Urquhart Kalesi'nin yanında kamp kuran bir kişi oldukça net bir fotoğraf yakaladı. 

2000'li yıllarla birlikte, göle ait havadan çekilmiş görüntülerle de karşılaşmaya başladık. Örneğin, 2009'da Google Earth'te ortaya çıkan bir görüntü veya 2014'te Apple Maps'te bulunan, gölün içerisinde 30 metre uzunluğunda yüzgeç benzeri bir gölge... 

2021'de bir drone ile yakalanan fotoğraf ise gerçekten dikkat çekici. Bu karede, bir plesiosaur'a şaşırtıcı bir şekilde benzeyen bir varlık görülüyor. Acaba bu, kıyıdaki taşların ve ışığın birleşimiyle oluşan bir optik yanılsama mı? Bu çarpıcı kareyi yakalayan, 54 yaşındaki bir pilottu.

Tanıkların isimlerinden çok meslekleri ve unvanlarıyla bahsetmemin sebebi bu efsanenin yayılmasındaki etkileri. Bir pilot, uydu görüntüleri, emekli bir asker, banka müdürü, mühendis, tanınmış bir doktor, zengin bir çift, iş insanı, bilgili bir eş, geçmişten bir din bilgini, hatta Evliya Çelebi benzeri tarihi figürler... Bu efsanenin dayandığı kaynaklar son derece güvenilir görünüyor, belki de bu yüzden bu efsane bu denli günümüze kadar yayılabilmiş. Peki görüntüler sahte olabilir mi? Gelelim en ikonik fotoğrafa...

Loch Ness canavarının bu ikonik fotoğrafını çeken kişinin tanınmış bir doktor olmasından ötürü (Robert Kenneth Wilson), bu görselin doğruluğunu sorgulamadan 60 yıl boyunca kabul edilmiş. Ancak bu fotoğrafın aslında bir aldatmaca olduğu sonradan anlaşıldı. Bu "canavar" sadece 60 cm uzunluğunda bir oyuncak denizaltının üzerine yerleştirilmiş bir plastik figürdü. Bu komplo için bu kadar çaba harcanmış. Fotoğrafı çekenler, gazeteye göndermek üzere bu "itibarlı" doktora teslim etmişler. Wilson'a dargın olan bir arkadaşı, bir oyuncak denizaltıyla su üzerinde bir sahne oluşturmuş ve Wilson'ı bu kareyi gazeteye satmaya teşvik etmişti. Belki de bu fotoğrafın çok ilgi görmesinden sonra bazıları algıyı dağıtmak için bizim bilmemizi istedikleri bir senaryo oluşturmuştur.

Peki bu resim sahte olsa bile canavarın gerçekten var olmadığı anlamına mı gelir? Tabii ki hayır. Bu sahtekarlığı ortaya çıkaran kişi bile canavar varlığına dair inancını yitirmemiş.

Halka göre Nessie kesinlikle dinozorlar döneminden beridir soyunu devam ettiren ve kendini insanlardan saklayan bir su dinozoru.  Fakat tüm aramalara rağmen bir türlü yakalanamaması şüphecilerin dile getirdiği bir soru işareti.

Ancak canavarın varlığına inanç besleyenler, araştırmalar sırasında Nessie'nin gölün derinlerinde bulunan gizli mağaralara sığındığını öne sürerler. Gölün berrak olmayan, çamurla karışık suları, bu tür bir varlığın gözlerden saklanmasını kolaylaştırıyor olabilir. Bu mağaraların labirent gibi bir yapıya sahip olabileceği ve canavarın bu karanlık ve ulaşılması zor yerlere gizlenerek dış dünyadan izole kaldığı düşünülmektedir. Bu, Nessie'nin zaman zaman yüzeye çıkmadığı dönemlerde nerede olduğunu açıklamaya yardımcı olabilir.

Nessie ile ilgili bugüne kadar 9.000'den fazla görgü tanığı ifadesi alındı. Bu ifadelerin çoğu 1933'ten sonra geldi. Bu yılın önemini vurgulamak gerek. O yıl, gölün etrafında bir yol inşa edildi ve bu, turist sayısının artmasına neden oldu. İnsanlar, bu gizemin izini sürerken hem zamanlarını hem de paralarını harcamışlar. Hala da harcıyorlar. Bu çözülmez sır, yerel halk için adeta bir altın yumurtlayan tavuğa dönüşmüş. Söylenilene göre Nessie efsanesi sayesinde her yıl kasalarına 52 milyon dolar giriyormuş. Kim bilir? Belki gerçekten bir yaratık var. Belki de uzaktan kumandalı bir makine ürettiler ve ara sıra turist çekmek için bu makineyi yüzeyde yüzdürüp insanların gözlerine sokuyorlar. Tabi bu turizm meselesi Nessie’ye inanmayanların öne sunduğu bir argüman. Ama bunun sadece Nessie’ye özgü bir durum olmadığını çok iyi biliyoruz.

İnsanlık tarih boyunca, hemen her şeyi ticaretin bir parçası haline getirmiştir. Ancak bu, her değerin, inancın veya olgunun sadece ticari bir malzeme olduğu anlamına gelmez. Her nesnenin ya da varlığın arkasında, ticaretten bağımsız derinlikler, anlamlar ve öyküler vardır. Her olayı sulandıran, ilgi ve çıkarına kullanan insanların var olduğunu biliyoruz. Bu bağlamda birçok şey sahte bile olsa Aziz Columba’ya kadar dayanan geçmişi unutmamalı olaya sadece turizm gözüyle bakmamalıyız.

Ayrıca kayıtlara geçen görgü tanığı sayısı 9 binden fazla. Bu hiç de azımsanacak bir rakam değil. Kasıtlı iftira, itibar karalamaları gibi bazı durumlar için uygun olduğunu düşünmesem de bu duruma uygun olduğunu düşündüğüm bir atasözümüz var. ‘’Ateş olmayan yerden duman çıkmaz’’ 

Yani o gölde mutlaka bir şey var. Ama ne olduğunu belki de asla bilemeyeceğiz. Peki birileri bizden gerçek hikâyeyi saklıyor olabilir mi?

Daily Express, All Time Conspiracies adlı YouTube kanalına dayandırarak, Loch Ness Canavarı'nın gerçekte bulunduğunu ve hükümet tarafından gizlendiğini iddia ediyor. Habere göre, bu canavarın kalıntıları İngiltere'nin Doğal Tarih Müzesi ile İskoç Kraliyet Müzesi arasında bir anlaşmazlık konusu olmuş. İddialara göre, bu iki müze arasında canavarın kalıntılarının nerede sergileneceği konusunda gizli müzakereler bile yapılmış. All Time Conspiracies, bu bilgilerin genel halktan saklandığını savunuyor.

Sizce bu gerçek olabilir mi? Nessie'nin gerçek olma ihtimali üzerine ne düşünüyorsunuz? Eğer böyle bir varlık keşfedildiyse ve bu bizden saklanıyorsa saklama sebepleri nedir? Bilimin var olmadığına dair kesin karar verdiği bir varlığın ortaya çıkışı, belki de bildiğimiz her şeyi baştan yazmamıza neden olabilir. Acaba bu potansiyel gerçeği açığa çıkarmaktan mı çekiniyorlar?

Loch Ness'in derinliklerinde gizlendiğine inandığımız Nessie, biz insanlığın bilinmezliğe duyduğu derin merakının bir yansıması oluyor. Neden onun izini sürmek için sürekli arayış içerisindeyiz? Bilinmeyenin gizemi, bizi hem ürkütüyor hem de büyülüyor değil mi? Peki neden? Çünkü doğanın bize henüz yanıt vermediği sırları var. Bu sırları aydınlattığımızda, belki de en derin sorularımızla, yani varoluşumuzla yüzleşme vaktimiz gelecek. Belki de asıl aradığımız, ormanın derinliklerinde ya da gölün karanlık sularında değil, kendi içimizde. O sadece bize varoluşumuzun sırlarını sormamızı hatırlatıyor. 

Loch Ness Canavarı olan Nessie'ye dair veya ondan esinlenerek oluşturulmuş birçok eser bulunmaktadır.

Filmler:

"The Private Life of Sherlock Holmes" (1970) - Billy Wilder'ın yönetmenliğini yaptığı bu filmde, Sherlock Holmes ve Dr. Watson, Loch Ness Canavarı'nın sırrını çözmeye çalışırlar.

"Loch Ness" (1996) - Ted Danson'ın başrolünde olduğu bu filmde, bir Amerikalı bilim adamı canavarın var olup olmadığını araştırır.

"The Water Horse: Legend of the Deep" (2007) - Loch Ness Canavarı efsanesine dayanan bu filmde, bir çocuğun canavarla olan dostluğunu izleriz.

Diziler:

"Doctor Who" – "Terror of the Zygons" (1975) - Popüler bilim kurgu dizisinin bu bölümünde, Loch Ness Canavarı'nın uzaylı bir yaratık olduğu konsepti üzerinde duruluyor.

Belgeseller:

"Loch Ness: The Mystery Unraveled" - Bu belgesel, Nessie'yi arayan bilim adamlarının ve araştırmacıların gerçekleştirdiği çalışmaları inceler.

"In Search of... Loch Ness Monster" - 1970'lerin popüler belgesel serisinin bu bölümü, canavar efsanesini detaylı bir şekilde ele alıyor.

Kitaplar:

"The Loch" - Steve Alten tarafından yazılmış olan bu kitap, Loch Ness Canavarı üzerine modern bir gerilim hikayesi sunar.

"Loch Ness Monster: The Unsolved Mystery" - Terri Sievert tarafından yazılmış bu çocuk kitabı, efsaneyi ve onunla ilgili teorileri ele alır.

Kanıtlayamadığımız sırlar, belki de keşfedilmeyi bekleyen en büyük gizemlerdir... 

Gizemle kalın hoşça kalın...

Nessie efsanesi ile ilgili yazdığımız ilk yazımızı okumak için tıklayın

Ayrıca varlığı ispatlanmamış diğer yaratıklar ile ilgili yazımıza da buradan ulaşabilirsiniz.

Bir Cevap Yazın

*E-Posta adresiniz gösterilmez.

Oturum Aç

Şifremi Unuttum

İçeriği Şikayet Et